Sadece rızık değil, her işi yaratan, hasta eden de Allahü tealadır. Ama hasta olmamak için tedbir almak dinimizin emridir.
Alınyazısı değişmez...Bir kimsenin cennete veya cehenneme gideceği takdir edilmiştir. Ancak insan cennete veya cehenneme gideceğini bilemez. Ama Allahü tealanınemri olduğu için inanıp iman eder, Müslümanlığa uyarsa cennete gitmesi kolaylaşır...İlacın etki kuvvetini de, Allahü teâlâ yaratır. İlaçsız da şifa verirdi. Ancak ilaçla şifa âdetidir. Onun için Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem",(Ey Allahın kulları,ilaç kullanın!)buyurdu. Musa aleyhisselam hastalanınca,(İlaç istemem, Allahü teâlâ şifasını verir)dedi. Hastalık uzayıp ağırlaştı. Tekrar, (Bu hastalığın ilacı tecrübe edilmiştir, şifalı olduğu meşhurdur,ilacı kullanırsanız az zamanda iyileşirsiniz) dedilerse de,(Hayır, ilaç istemem) dedi ve hastalığı arttı...O zaman(İlaç kullanmazsan, şifa ihsan etmem)diye vahiy geldi. İlacı alıp iyileştiama sebebini merak etti. (Ya Rabbî hastalıklara şifa veren sensin, niye ben ilaçla şifa buldum)diye arz edince, Allahü teâlâ,(Sen tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi mi değiştirmek istiyorsun İlaçlara, faydalı tesirleri kim verdi Elbette ben yaratıyorum)buyurdu.(K. Saadet)Allahü teâlâ, ilaçları hastalıkları gidermeye sebep yapmıştır. Bütün sebepleri yaratan, bunlara tesir kuvveti veren, Allahü teâlâdır.***Allahü teâlânın 99 isminden biriRezzak'tır, her insanın, her varlığın rızkını vericidir. Bütün rızıkların Allahü teâlâya ait olduğu Kur'ân-ı kerimde açıkça bildirilmektedir. Bir âyeti kerime mealen şöyledir:(Her canlının rızkı, Allah'a aittir.)[Hud 6]Allahü teâlâ, herkesin rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. Her insanın rızkı bellidir. Rızık hiç değişmez, azalıp çoğalmaz. Hiç kimse rızkını yemeden ölmez. Rızkı az veya çok veren Allah'tır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:(Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğininkini daraltır.)