Hülagu, Bağdat'ı yakıp yıkar... Şehrin dışına kurduğu karargâhtan haber gönderip o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.
İnsanlar iyi ise, o topluma iyi idareciler gelir, kötü ise kötü idareciler gelir.Kur'ân-ı kerimde mealen,(Eğer siz, kendinizi değiştirmez iseniz, Allah size verdiği nimeti değiştirmez)buyuruluyor.Bir hadis-i şerifte de mealen buyuruldu ki:(Siz nasıl iseniz, öyle idare edilirsiniz.)Cami-us-sagir Tarihte, zalimliğiile meşhurMoğol hükümdarı Hülagu 1258 senesinde Bağdat'ı yakıp yıkar...400.000'den fazla Müslümanı kılıçtan geçirir. Camiler,medreseler yerle bir edilir. Milyonlarca dînî ve ilmî eserDicle Nehri'ne atılır...Hülagu, şehrin dışına kurduğu karargâhtan haber gönderip o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.Ancak kimse görüşmek istemez. Çünkü,işin içinde kelleyi kaptırmak da vardır...Bu haber zamanın genç âlimlerindenKadıhan'a ulaştığında, "Ben gidip görüşürüm" der. Herkes "Bir kurban bulundu" diye rahatlar.Kadıhan daha tıfıl bir gençtir. Doğru dürüst sakalı bile yoktur. Ufak tefek bir cüsseye sahiptir. Görüşmeye giderken kendisine; bir deve, bir keçi bir de horoz verilmesini ister. Bunlar hemen tedarik edilir...Kadıhan bu hayvanlarla Hülagu'nun çadırınavardığında, onları dışarıda bırakıp içeri girer. Kendisini takdim ederler. "İstediğiniz Müslüman âlim bu"derler.Hülagu, gencişöyle tepeden tırnağa bir süzer! Beklediği bir tip olmadığı için çok şaşırır ve"Başka birini bulamadılar mı"diye sorar. Kadıhan hazretleri, böyle bir tepkiyle karşılaşacağını bildiği için,Hülagu'nun sorusunu şöyle cevaplandırır:-Sen görüşmek için, iri yarı boylu poslu birini istiyorsan, devemi getirdim... Yok, yaşlı sakallı biri ile görüşmek istiyorsan, bir keçi getirdim...Yok, sesi gür biri ile görüşmek istiyorsan, horozgetirdim. Üçü de çadırın önünde,onlarla görüşebilirsin!