Peygamberlerden sonrainsanların en üstünü...

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir veHazret-i Ebû Bekr'i metheder!..

Efendim bugün, Hazret-i Ebu Bekr'in vefat yıl dönümüdür. (23 Ağustos 634) Bu vesileyle bir nebze de olsa, o mübarek zattan bahsederek köşemizi ziynetlendirmekistedik...

Ebu Bekr-i Sıddîk"radıyallahu anh" ilk imana gelenhür insandır. Büyük tüccar idi. Bütün malını, evini, barkını Resulullah uğruna verdi.Gençliğinde de arkadaş idiler.

Hazret-i Ebû Bekr, Peygamber Efendimiz ne söylerse, itiraz etmez hemen kabul ederdi. Hatta herkesin itiraz ettiği meseleleri bile itirazsız kabullenirdi. Meselâ Peygamberimizin Mi'râc mucizesini kabul etmeleri böyle oldu ve o gün Resûlullah Efendimiz, ona"Sıddîk"dedi...

Hazret-i Ebu Bekr, Aşere-i mubeşşerenin (cennetle müjdelenen on kişiden) birincisidir. Peygamberlerden sonra,bütün insanların en üstünüdür. Bütün gazalarda bulundu. Âyet-i kerimeler ilemetholundu. Müslümanların birinci halifesidir.Kur'ân-ı kerimi kitaphâlinde ilk toplayan odur. Hicrî 13 senesininCemazil-ahır ayının yirmisekizinci salı gecesi, altmış üçyaşında vefat etti...

Bu mübarek zatın lakab-ı şeriflerinden biri, "Atîk"tir. Bunun sebebi şu idi. Hazret-i Fahr-i âlem "sallallahü teâlâ aleyhi ve sel­lem" mübârek yüzlerine nazar edip, "Bu, Cehennem ateşinden atîktir"buyurdular. Yani, Allahü teâlânın nârından [ateşinden] azatlı kuludur, dediler.

Hazret-i Ebû Bekr, çok merhametliydi.Müslüman olunca, hemen çok sevdiği arkadaşlarına gitti. Onların da, iman etmelerini istiyordu. Çünkü o, yüksek yaratılışlıydı. Hiçbir arkadaşının, hiçbir akrabasının hatta hiçbir kimsenin yanmasını istemiyordu. Çünkü ateş çok çetindi...

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm geldi. Resûl-i Ekrem'e,"Hazreti Ebû Bekr'in bir saat ibâdeti yetmiş yıllık ibâdet yerini tutar"