Bu milletin asaletinde saygı ve edep vardır...

"Bakın Orta Doğu ülkelerindeki insanlara, Kur'ân-ı kerimi koyuyor başının altına, upuzun yatıyor. Osmanlı Mushafı göbeğinin altında hiç tutmamış!"

Edep;güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte,(Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin)buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir.Peygamber efendimiz, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı...

***

(Hiçbir bî-edep, vâsıl-ı ilallah olamaz)buyuruluyor. Yani, edebe riayet etmeyen, Cenab-ı Hakk'ın rızasına kavuşamaz, Allah dostu olamaz.
İmam-ı Rabbani hazretleri,(Cenab-ı Hakk'a kavuşturacak her çeşit ibadet, her çeşit kemâlat üstünde, ilk sırada sohbet gelir, ama şartı ağırdır. O da edebe riayettir. Zerre kadar edeb dışına çıkılırsa istifade edilemez)buyuruyor.
Edeb ikidir:Birincisihaddini bilmek,ikincisiemre uymak, söz dinlemektir. Büyüklerimiz,(El emr-ü fevkal edeb)buyuruyor. Yani emre uymak, edebi gözetmekten önce gelir, çünkü emre uymak edeblerin en üstünüdür.
Büyüklerin yolunun esası edeptir. Yaptıklarımız çok iyi ve faydalı işler olabilir, fakat bunlar edeple yapılmamışsa bir işe yaramaz, faydası yoktur. Şah-ı Nakşibend hazretleri,(Bu yolun esası, başı, ortası, sonuedeptir)buyurmuştur.

Her zaman her yerde edepli, hayâlı olmaya çalışmalıdır!Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Hayâile iman, ikiz kardeştir. Biri giderse diğeri de gider.)[Ebu Nuaym]

(Hayâsızlık insanı küfre düşürür.)

Hayâ, bir binayı tutan direk gibidir. Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayâsız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur.

Erkekler, iffetsiz olursa, yakınları da kötü yola düşebilir. Peygamber efendimiz,(Siz iffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur)