Peygamber efendimizin İslamı tebliğindenönce yaşamış olan Hatem-i Tai adındacömertliği dillere destan olan bir kimse vardı...
Cömertlik çok kıymetli bir haslettir ve muteber kitaplarda, şöyle tarif ediliyor:Parayı, malı, hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezzet almak. İslâmiyyetin emrettiği yerlere seve seve vermek...Allahü teâlâ, her cins güzelliği cömerde vermiştir... Peygamber efendimizin İslamı tebliğindenönce yaşamış olan Hatem-i Tai adında,cömertliği ile meşhur bir şair vardı. Yemen'inTayy kabilesindendi.Onun ülkesinde at eti yenirdi. Hatem-i Tai'nin pek çok atı vardı. Ancak onların içindebiri her bakımdan mükemmeldi. Çok hızlı koştuğu için adını "Rüzgârayak" koymuştu...Zamanın hükümdarı, Hatem'in söylendiği gibi gerçekten cömert olup olmadığını öğrenmek ister. Veziri ile istişare edip, bütün servetine bedel olan Rüzgârayak isimli atıiçin on kişi gönderir. Eğer bu seçkin atı vermezse, cömertliği anlatılanlar gibi olmadığı anlaşılacaktır...
On kişi, kendilerini tanıtmadan bir gece Hatem'in evine misafir olurlar. Hatem, hemen bir at kestirip ziyafet hazırlatırken, yorgunluklarını gidermek için misafirlere dinlenecekleri yeri gösterir, yeni çamaşır ve elbise verir...
Mükellef birziyafetten sonra, on kişi kendilerini tanıtıp, hükümdarın arzusunu bildirirler:
-Hükümdarımız, ünü cihana yayılan o Arap atıRüzgârayak'ıistiyor.
Hatem bir ah çekerek der ki:
-Beni en zayıf yerimden vurdunuz. Elimi ayağımı bağladınız. Bütün servetimi isteyin de Rüzgârayak'ı istemeyin benden. Hatta canımı isteyin hükümdarıma vereyim. Fakat onu istemeyin.
Hatem'in böyle söyleyip ağlaması üzerine gelen heyet, Arap atının çok kıymetli olduğunu anlayıp derler ki: