Her şeyin cevabını ararken sessizliğin gücünü unuttuk

Her şeyin cevabını ararken sessizliğin gücünü unuttuk

AHMET CAN KARAHASANOĞLU

Göz temasından korkar olduk. Belki de alıştık; başka yöne bakmaya, doğrudan kaçmaya. Artık kimse kimseye uzun uzun bakmıyor. Belki utanıyor, belki de bakacak bir şey bulamıyor. Çünkü göz göze gelmek sadece bir bakış değil; çıplak kalmak demek. Gözler bir zamanlar duyguların penceresiydi; şimdi ise yorgunlukla kısılmış, ekran ışığında donmuş, derinliğini yitirmiş puslu camlar gibi. Görüyoruz ama bakmıyoruz. Duyuyoruz ama anlamıyoruz.

Büyük sofralar kuruluyor şehirlerde. Masalar dolup taşıyor. Konuşmalar çok ama kelimeler yorgun. Herkesin tabağı önünde, bakışı aşağıda. Lüks, belki de bu kadar çok şeye sahip olup hâlâ başkasına tahammül edememektir. İçimizdeki boşluk büyüyor. Doymuş midelerimiz var ama aç kalmış gözlerimiz.

Tam da burada, yüzyıllar öncesinden gelen bir Zen hikâyesi var. Sessizce gelip gözlerimizin içine bakıyor.

Zen bilgelerinden Hakuin… Sıradan bir adam değil. Sessiz, sade, dingin. Köylüler ona akıl danışır, güvenirmiş. Hakuin'in köyünde bir gün, bir genç kız hamile kalır. Suçlama Hakuin'e yöneltilir. Şaşkınlık, dedikodu, hayal kırıklığı… Herkes ondan bir cevap bekler. Oysa Hakuin yalnızca bir cümle kurar: "Öyle mi"

Ne savunur, ne kızar. Ne hesap sorar, ne açıklama yapar. Bebeği alır, büyütür. Aylar geçer. Kız sonunda gerçeği itiraf eder. Bebeği almaya gelirler. Hakuin yine aynı sözü söyler: "Öyle mi"

Bu iki kelimelik yanıt, bütün fırtınaları dindirir. Ne öfke bırakır ne utanç. Hakuin'in tavrı olana değil, akışa odaklıdır. Olanı olduğu gibi kabul eder. Ne egosu konuşur ne kibri. Zen budur işte: Olanı değiştirmeye çalışmadan, anlam yüklemeden var olmak. İçindeki sessizlikle dış dünyanın gürültüsünü boğmak.

Modern insan için, hatta kurumsal dindarlar için de bu hikâye rahatsız edici. Çünkü biz savunmayı seviyoruz. Bir fikrimiz var, bir duruşumuz, bir tarafımız… Ve her şeyden çok, haklı olmayı önemsiyoruz. Biri bize haksızlık ettiğinde, cevap verme ihtiyacı duyuyoruz. Karşı çıkıyoruz. Anlatıyoruz. Savunuyoruz. Hakuin hiçbirini yapmıyor. Çünkü o haklı olmayı değil, dingin kalmayı seçiyor.