Fırtına geçiyor, kapılarımızı açalım

Geçen haftalarda İstanbul Anadolu yakasında yapılan Yeni Asya'nın 55. Yılı kutlama programındaki konuşmamızda söylediğimiz bazı hususları genişleterek yazalım.

15 Temmuz 2016 fitnesi ve sonrasında yaşanan kitlesel ve ilkesel hukuksuzluklar büyük bir fırtına estirdi. Birileri, Yeni Asya'ya, asla yakışmayacak ve yapışmayacak "darbe taraftarlığı" gibi bir saçma isnadı yapmaya kalktı, ama tutmadı.

Bu fırtınada birileri "cemaat" kavramını ve dik duran ve kendi doğrusu üzerinde giden bütün cemaatleri "muhalif" ya da "devlet düşmanı" diyerek gözden düşürmeye gayret etti. Ama başaramadı.

Cemaatlerin namusunu korumak yine Yeni Asya'nın vazifesi oldu ve o bu vazifesini hakkıyla ifa etti, ediyor.

Yeni Asya bu sisli puslu dönemde dahi bir kutup yıldızı olarak ehl-i iman için istikamet tayini vazifesini sürdürdü. Manşetleriyle, yayınlarıyla ve diğer programlarıyla siyasete ve sosyal hayata yön verdi.

"Kaç oyunuz var ki" diyenlere inat, "fikrimiz reyimizden bin kat kıymetli, siz samimi fikir alıcısı mısınız yoksa rey hırsızı mı" sorusunu sordu ve fikre kıymet verene fikrini bedavaya sattı.

Bu dönemde Yeni Asya'yı sahiplenenler üzerinde önemli bir fitne senaryosu da muhterem Kazım Güleçyüz ve İbrahim Özdabak örnekleri üzerinden sergilendi.

Şükür ki gecikerek de olsa adalet tecelli etti ve Yeni Asya açısından o fırtına önemli ölçüde sona erdi.

Diyebiliriz ki şeytan taşlama etabını hayırlısıyla geçtik, sıra tavafa geldi.

Bundan sonra ne olacak Ne olmalı

Elbette herkes kendi hizmetine odaklanmalı.

O gün, toplantıya gelen ve gelemeyip uzaktan izleyen dört gruba şunları söylemiştik:

1-"Misafirim" diyenlere:

Bu bir dua şirketidir, manevî kazançtan zararsız ve hasarsız pay almak istiyorsanız hemen kollarınızı sıvayınız, nefsinizi eziniz ve ev sahibi haline geliniz.

2-"Ben zaten ev sahibiyim" diyenlere:

Fırtına geçti. O halde her gelecek olana ve bilhassa haklı ya da haksız bir sebeple baba ocağından çıkıp gitmiş olan kardeşlerinize - kapıyı çarpıp gitmiş olsalar bile- kalp kapınızı yeniden açma zamanı geldi. Yeter ki gelmek isteyen "adabıyla" gelsin.

Kucaklaşmak için vesileler arayınız ve bulunuz.