Doktor seçme hakkı ve belirsizlikler

Sağlık Bakanlığının yürüttüğü sağlık hizmetleri hayli gelişti.

O kadar ki Batıdaki gelişmiş ülkelerin çoğunda olmayan ölçüde kolaylıklar var. Bir yönden bakıldığında "Avrupa bizi kıskanıyor" diyecek kadar bile iyi.

Ancak basit çözümlerle daha iyi işlemesi sağlanabilecek türden kusurlu işler de var.

Öncelikle, görebildiğimiz kadarıyla, aile hekimliği sistemi hedefin çok gerisinde. İlaç yazdırmak ve küçük tahlillere aracılık yapmak dışında maalesef neredeyse işe yaramıyor.

Aile hekimlerinin bilhassa yaşlılar için çok kıymetli olan hasta takip sistemi işlemiyor.

Aile hekimliğindeki nöbet sistemi de hekimin ek gelir elde etmesini sağlayacak kadar ve göstermelik işliyor yani aslında işlemiyor.

Aile hekimlerinin uzaktan danışmanlık ve yönlendirme hizmeti vermesi aslında mümkün ama iletişim sistemi kurulmadığı için bu da işlemiyor.

Hastalar, birinci muhatap durumundaki aile hekimine değil bulabildiği başka doktorlara danışarak iş yürütüyor ve hatta "adamını bulan" işini daha kolay yürütüyor.

Hâlbuki mesela her bir aile hekiminin hizmet için kullandığı ayrı bir akıllı telefonu olsa, uzaktan haberleşme ve danışmanlık hizmeti çok daha kolay yürür.

İkincisi hastanelerde hekim seçme hakkı da bilgiye dayalı olarak ve doğru şekilde işlemiyor.

Zira fiilen muayene sırasında muhatap olunan doktorun merkezî randevu sisteminden seçilmiş olan doktor ile aynı kişi olup olmadığını teyit etmek mümkün olamıyor.

Hasta bir odaya giriyor ama orada kim hemşire, kim stajyer öğrenci, kim ihtisas yapan hekim ve kim uzman doktor belli değil.

Sistemden doçent ya da profesör seçiyorsunuz ama muayenede onu göremiyorsunuz.

Birileri hastayla muhatap oluyor ama sormaya ya da söylemeye "ben şu kişiyim" diye başlamıyor ve dolayısıyla hasta bir meçhulün içinde yürüyor.

Bir de sağlık sisteminde başkasının imzasını ya da kaşesini kullanma aymazlığı gittikçe yaygınlaştığı için herkes haklı bir şüphe içinde.

Hastanın, kendisi ile muhatap olan kişilere "hanginiz ne iş yapar, doktorum hanginiz" diye sorması da gerekli değil. Zaten psikolojik eşik sebebiyle bu çok kolay da değil.

Halbuki çözüm çok kolay.