Ayrılamazsın, bağlısın Erdoğan!

AKP'nin kuruluşunda herkes için geçerli olacağı duyurulan "üç dönem kuralı" 2012'den sonra Erdoğan'dan başka herkes için geçerli sayıldı ama Erdoğan her nasılsa kapsam dışı tutuldu.

Böylece "AKPErdoğan" formülü tescillenmiş oldu.

Bu formülün ehemmiyeti şurada:

Mesela "CHP ..." denemez. "MHP ..." denemez.

Ama "AKPErdoğan" deniyor ve itiraz eden yok.

Sonuç şu: AKP bir "parti" değil. Bundan sonra artık partileşmesi de mümkün değil.

Böylece AKP iktidar nimetlerinden faydalanmak isteyen muhafazakâr gelenek mensuplarının uğrak yeri oldu. Başaranlar iki üç dönem iktidarı tadıyor, sonra bir kenara itiliyor. İtildiği yerden yeniden meydana çıkabilenler az. Yerlerini yenileri dolduruyor. Köşe kapmaca sürüp gidiyor. Başörtüsü, Ayasofya vd. onlar için bu oyunun takım formaları.

Erdoğan geçen haftalarda "bu benim son seçimim" deyince birilerinde "eyvah AKP eliyle nimetlenme şansımız bitiyor" korkusu doğdu.

Ama AKP'nin "parti" değil "bağlı bir şahsa bağlı" nevzuhur bir "oluşum" olmasından istifade eden gerçek parti MHP başka havada.

Ve onun şimdiki lideri Devlet Bahçeli pazar günü Kurultay konuşmasını şu cümlelerle bitirdi:

"Geçenlerde, basından öğrendiğim kadarıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir konuşması, özellikle sol cenahlarda büyük bir iştah ve tahrik unsuru olarak kabul edilmiştir. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a diyorum. Ayrılamazsın. Türk milletini yalnız bırakamazsın. Bunun için Cumhur İttifakı olarak yanındayız. Beraberindeyiz. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz. Allah'a emanet olun. Sevgiler ve saygılar sunuyorum."

"Ya benimsin ya kara toprağın" diyen kıskanç sevgili misali bağlayıcı sözler bunlar.

Ya da "davadan döneni vururuz..."

Zira bilhassa "ayrılamazsın" kelimesini söylerken yüzüne yansıyan ruh hali ve ses tonundaki vurgusu net.

"Ayrılmasan iyi olur" ya da "biz ayrılmandan yana değiliz" şeklinde değil. Doğrudan doğruya "ayrılamazsın, ayırmayız, ayrılmana izin vermeyiz" şeklinde.

Yani Bahçeli "seni bize biz bağladık ve biz çözmeyeceğiz" diyor.

Yani "Hem seni ve hem de seni seven ve destekleyen herkesi bize biz bağladık!" demiş oluyor.

Bahçeli'nin bu ikazı, Aşık Mahsunîvarî aşıkane "Bağladım canımı Haydar, zülfün teline" diyen samimi Erdoğanseverleri de akla getiriyor.

Ama o türkünün başı malum:

"İşte gidiyorum çeşm-i siyahım,

Önümüze dağlar sıralansa da...

Sermayem derdimdir, servetim ahım,