Turpunan şalgamın büyüğü

Bir muhalif çiftçinin CHP'nin Yozgat Mitinginde söylediği "Turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez. Devlet adaletinen idare edilir" sözü galiba uzun zaman hafızalarda kalacak.

Bize düşen bu kalıcılığa katkı yapmak.

O muhalif, "devlet adaletle idare edilir" demiş.

Halbuki devleti zaten adaletle idare ediliyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız günde otuz altı saat çalışıyor. Her yere ve her işe elini atıyor. Adalete de uzun zamandan bu yana el atmış durumda.

Hem Kendileri adaleti de hakkıyla idare ediyor. Derli toplu halde tutuyor. İçtihatları birleştiriyor.

Muhalifler hakkındaki dosyaları inceliyor ve yanlış delilleri ayıklıyor. Kararların yönünü belirliyor.

Ki bu çok zor ve zahmetlidir ve az sayıda gelişmiş ülkeye az zamanda nasip olacak istisnai bir nimettir. Memleketimize de Allah vergisi.

Bu, Kendilerinin dirayetli devlet yöneticisi olmasının en önemli göstergesi.

Bu Türkiye'yi tam bağımsız "büyük devlet" yapmış olmasının da alâmeti.

Kendileri adalete yani adliyeye "şunu yapın, bunu yıkın, onu tutun, bunu atın" diyor, onlar da denileni yapıyorlar. Tam olması gerektiği gibi.

"Turp gibi delil"leri bazen oluyor, bazen olmuyor ve delilleri bazen şalgama ve hatta şalgam suyuna benziyor. Ama yine de gereğini yapıyorlar.

Mesela Kendileri bazen "Turpun büyüğü benim elimde" diyor ve büyük fedakârlık yapıp o ateşten turpu bir süre elinde tutuyor.

Sonra vakti gelince turpu da şalgamı da veriyor adliyeye.

Onlar da alıyorlar ve rendeleyip suyunu sıkıyorlar.