Ombudsmanlık canlanmalı

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde bizce önemli bir toplantı yapılacak.

TBMM Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden oluşan Karma Komisyon toplanacak ve Ombudsmanlık faaliyetlerini de konuşacak.

Kamu denetçileri, kendi faaliyet alanlarıyla ilgili olarak komisyona sunum yapacak.

AK Parti'nin insan hakları alanındaki önemli icraatlarından biri hiç şüphesiz aynen AYM'ye bireysel başvuru hakkı gibi 2010'daki Anayasa değişikliği ile uygulamaya giren Kamu Denetçiliği Kurumu'nu kurmak idi.

Ombudsmanlar yürütmeyi denetleyecekti ve yürütmeden bağımsız olması gerekiyordu. Bu sebeple yasamaya bağlandı. Sayıştay ile birlikte TBMM'ye bağlı olarak çalışan ikinci denetim kurumu oldu.

Başlarda güzel gidiyordu. En azından reklamı iyiydi. Ama 2013'ten sonraki zehirli ve bulanık hava, 2010 referandumunun getirdiği bütün güzel neticeleri geri almak ve şimdilerde "sadece başörtüsünden ibaretti ve bitti" sanılan 28 Şubat cenderesini başka tezgahlarda sürdürmek maksadını taşıyanların istediklerini elde etmelerini sağladı.

Yani bize göre sonradan bu Kurumun da içi çeşitli hilelerle boşaltıldı. (Bizzat tecrübe etmişliğimiz var.) Gücü kudreti olmayan, neredeyse sembolik bir Kuruma dönüştürüldü.

Bunun sebebi elbette sadece KDK yetkilileri değil. Asıl sebep TBMM Başkanlığı ve bu iki Komisyonun üyeleri.

TBMM Yasama Uzmanlarından Avukat Kadir Aktaş'ın 2022'de Yasama Dergisi'nde yayınlattığı "10. Yılında Kamu Denetçiliği Kurumu Uygulamalarının Geliştirilmesi Sorunu" başlıklı çalışması bu konuda ufuk açıcı. Linki: https:dergipark.org.trtrdownloadarticle-file2097381

Makalede yer alan şu bilgi önemli:

"Kurumun son 3 yıla ilişkin istatistiklerine bakıldığında kamu denetçilerine havale edilen başvuru sayısı ile kamu denetçilerinin karar sayısının yıllık 20.000 civarında olduğu, gelen başvuruların ancak 25'inin esastan incelendiği (kabul edildiği) görülmektedir. Sadece ilk derece idare mahkemelerinde (vergi hariç) 2020 yılında 201.430 yeni dava açıldığı, yine bu yılda 219.329 davanın sonuçlandırıldığı bilinmektedir. Bu rakamlar karşısında KDK'nın kuruluşunda gözetilen uyuşmazlıkların çözümünde alternatif bir merkez olma hedefinin yeterince gerçekleşmediği söylenebilir."

"Çünkü ... 2019 ile 2020 yılındaki toplam başvurular üzerinden Kurumun uyuşmazlığı kişiler lehine sonuçlandırma oranı, diğer bir ifadeyle başvuranların taleplerinibeklentilerini kısmen de olsa karşılama oranı 20'yi aşmamaktadır. Kurumun esastan bir değerlendirmesini içermeyen gönderme kararları üzerine idarenin başvurana verdiği olumlu cevap sayısı düşüldüğünde söz konusu oran 14'e düşmektedir."