Menfaat üzerine dönen taşra siyaseti

Bir akademisyen dostumuzun taşrada esnaftan ve bu sebeple eşraftan sayılan dayısı ile bir zamanlar yaşadığı muhabbet:

-Yeğenim, artık seni milletvekili yapmamızın zamanı geldi, ağzın laf yapıyor, okumuş adamsın.

-Sağolasın dayıcım ama ben milletvekili olup da ne yapacağım ki

-Evladım vatana millete hizmet edeceksin elbette.

-Tamam dayı da onu yapanlar var zaten, bana ne ihtiyaç var ki

-Yeğenim hiçbir şey yapamasan bizim oğlanı devlette bir işe sokarsın, üniversite biteli iki sene oldu hâlâ boşta, bizim dükkânın da ucu sonu belli.

-Dayıcım ben milletvekili olursam seni de senin oğlanı da tanımam. Vekil dediğin kadro-torpil işleriyle mi uğraşır.

-O zaman ben de sana oy vermem!

-İyi de dayı, ben senden oy istemedim ki. Sen beni kuyuya ittirmeye çalıştın, şimdi de çıkarmam diyorsun!

***

"Al gülüm-ver gülüm"e dayalı taşra siyasetinin Türkiye'nin genel siyaseti ve devlet işleyişi üzerindeki tesiri yüksektir. İstanbul ve Ankara vekilleri için bile az çok geçerli bir siyaset tarzıdır.

Ve demokrasinin en önemli handikapıdır.

Bir ilçenin, bir ilin, bir grubun vs. ileri gelenlerini düşününüz. Kendileri siyasete aktif olarak girmeseler de bir grup insan üzerinde bir siyasî etkileri vardır.

Bu "etkileme gücü"nü nasıl ve hangi yönde kullandıklarından daha önemlisi ise bu gücü "menfaat için" satıp satmadıklarıdır.

***

Şunu herkes bilir:

Bu tür kişiler bu güçlerini doğrudan kendi menfaatleri için satarlarsa kınanırlar. Bu sebeple bunu açıktan yapamazlar, yapsalar da söyleyemezler.

En iyi kılıf "biz kılıfı"dır.

Zira bu tür kişiler "bizim köy için ..., Bizim kasaba için ..., Bizim mahalle için ..." gibi görünüşte diğerkam maksatlarla hareket ettiklerinden bu tavır genellikle yadırganmaz.

Oysa asıl korkulması gereken budur zira demokrasinin kalitesizliğini gösterir

Anayasanın 80. maddesi milletvekilleri için "seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil bütün Milleti temsil ederler" der.

Böylece, Anayasa, vekillerin Ankara'da "iş takibi" yaparak devlet hizmetlerinde ve yatırımlarında kendi seçildiği ile/ilçeye öncelik verilmesini istemesini dahi nazikçe engellemeye çalışır.