Kurtulmuş, Alevîler ve Kılıçdaroğlu örneği

İttihad-ı İslâm doğru bir hedeftir. Bilhassa Alevî-Sünnî ayrımını çatışma alanı olmaktan çıkarmak şarttır.

Ama bu ana hedefe gerçekten ulaşabilmek için yöntemlerin de doğru olması şarttır.

İttihad-ı İslâm için tarihte ve mazide yapılan her şey doğru yapılmış olamayacağına göre acaba neler doğru, neler yanlış yapılmıştır

Aslında istikbale de ışık tutacak olan bu tür soruların cevabına lâzım olan bilgileri tarihçiler verecek.

Soruların cevabını da tarihçilerden aldığı bilgilerle ve kendi doğru-yanlış anlayışına göre vatandaş kendisi verecek.

Bizim için ölçü net:

Kur'ân'ın "Bir masumu öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir" ayeti ve Hazret-i Ali'nin adalet-i mahza mesleği, hangi gerekçeyle olursa olsun, masumların hayat hakkının elinden alınmasına karşı durur.

O halde bu çağda da mazinin meseleleri ancak bu çerçevede ve bu ilkelerle bakılarak zikredilmeli.

TRT'nin tarih dizilerine bu sebeple hep şerh koyduk ve koyuyoruz.

Hele siyasetçinin tarihi tarihçiye ve milletin efkârına bırakması ve doğru prensipler çerçevesinde istikbale bakıp baktırması en doğru olanıdır. Bilhassa temsil makamı yükseldikçe yük de ağırlaşır.

Ama TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş bunu yapmayı galiba başaramadı.

Geçen günlerde Şırnak Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada şunları söyledi:

"...Bir başka ittifak ise Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail'e karşı Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisî'nin yapmış olduğu bir büyük ittifaktır..."

Bu cümleler, mazide bu ittifakın yapıp ettiklerini "Alevî kırımı" ve hatta "soykırımı" olarak kabul eden Alevî çevrelerinden tepki çekti.

Bunun üzerine Kurtulmuş kendisini şu sözlerle savundu:

"O konuşmamın bütünlüğü içerisinde Anadolu'nun birlik, kardeşlik serüvenini anlatırken Selahattin Eyyubî'den, Sultan Alparslan'dan örnek verirken yaptığım açıklamanın içerisinde ve hiçbir yerinde Alevî yurttaşlarımızı asla rencide edecek tek bir cümle yoktur. Eğer böyle anlaşıldıysa bir tek Alevî kardeşimiz bundan üzüldüyse bundan dolayı üzüntümü ifade etmek isterim. Söylediğim şey tam tersidir. Bu ülkenin Kürtlerin, Türklerin, Alevîlerin, Sünnîlerin hep beraber biz Anadolu topraklarında ne zaman bir ve beraber olduysak hep zaferlerle dolu bir tarihe sahip olduk. Alevîyi Sünnîyi birbirinden ayırmak aslında bizim tarihimize yapılacak en büyük ihanettir. Kaldı ki hem taşıdığım Meclis Başkanı sıfatı, hem siyasî hayatımın her günü ortada olan bir insan olarak hayatımın hemen hemen birçok safhasında Hz. Ali Efendimizin şu sözünü örnek olarak söylemişimdir; 'İnsanlar ya yaratılışta eşittir ya dinde kardeşindir.' Biz insanların hepsini ya yaratılıştan ayırmayız ya da Müslümanları bir diğerinden ayırt etmeyiz."