Küçük, ama aktif ortak

Cumhur İttifakında kimin neye göre büyük ya da küçük ortak olduğu belli.

Mesela oy oranı itibariyle "büyük" ortak AKP.

Ama kimin vagon ve kimin lokomotif olduğu açısından bakıldığında "büyük" olan aynı zamanda "aktif" olan olmuyor. AKMHP'de lokomotif MHP ve Devlet Bahçeli.

Hatta bazen kimin tren ve kimin makasçı olduğu önemli ve trenin gücü makasçının gücünden ölçülemeyecek kadar fazla iken o büyük güç, zayıf görünen makasçının gösterdiği raydan gidiyor. Bu ittifakın yolunun makasçısı Doğu Perinçek.

Böyle bakınca ideolojik iktidar AKP'de değil MHP'de ve Vatan Partisi'nde. Ve hakiki AK Partililer bu duruma haklı olarak fena içerliyorlar.

Cumhur İttifakı için bizim öteden beri AKMHP kısaltması yapmamızın sebebi de son yıllarda iyice belli oldu: AKP Vatan Partisi raylarında ve MHP'nin vagonu durumunda.

Ve bu "yön veren-çeken-çekilen" pozisyonunda aslında hangi tür tehditlerin etkili olduğu da artık belli oluyor.

Kutuplaştırıcı siyaset zaten toplumsal gerilimler üretmeye devam ediyor. Ama son mahalli seçimle birlikte iktidar blokunda daha önce pek görmediğimiz türden ittifak içi kavgalara da şahit oluyoruz.

Bir zamanlar Said Yüce gibi birinin AKP'den milletvekili olabildiği Isparta'da bu dönem MHP milletvekili olmuş olan Hasan Basri Sönmez MHP'nin Isparta Sütçüler Belediye Başkan adayı Kasım Kutlu için oy istediği açık hava toplantısında muhatabı belirsiz biçimde ama aslında rakip durumdaki AKP'li başkan ve yeniden başkan adayı İsmail Yurdabak'ın destekçileri ve tavırları hakkında ağır konuşmuş:

"Biz ülkücüler istemezsek kapıdan dışarı çıkamazsınız. (Birileri diyebilir ki) Yaa arkadaşım ittifak diye bir şey var yaa. Biz DEM'li değiliz bizi DEM'li gibi görecek gözleri de yerinden sökeriz. ... Eşimizi dostumuzu da tehdit etmeyin, ettirtmeyiz. Tabii ki bir seçime giriyoruz, herkes yarışacak. Bu bir yarış. Muhtarlara yapılan tehditlere eyvallah. Eyvallah da diyemeyiz de eyvallah. Ama bizim kutsalımız, Türk'ün kutsalı, Milliyetçi Hareket Partisinin kutsalı üç hilale dokunacak eli, indirecek eli hem vallahi hem billahi kırmayız, yerinden kopartırız. Birileri desin ki 'tehdit etti', birileri desin ki 'doğruyu söyledi'. Bu bayrağı asıldığı yerden, yani TOKİ'nin oradan indirecek eli kırmam, kopartırım. Şimdi tabii bir korku sancaktarlığı yapmışlar. 'Giderseniz şöyle yaparız, olursanız böyle yaparız'. Sizin gücünüz ne Bizim bastırılmış duygularımızı ortaya çıkartmayın."