Kimler kimlerle beraber

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" denilen sistemsizliği eleştirdiğimiz "Çak bir beşlik" başlıklı yazımızın sonunu şu cümlelerle bağlamıştık:

Yeni Asya'nın bu ucubeye baştan itibaren karşı çıkmasının sebebi yukarıda iki güncel örneğini verdiğimiz neticeleri ve benzerlerini öngörebilmiş olması.

Yeni Asya'nın son genel seçimde Millet İttifakına verdiği desteği ve mahallî seçimlerde de benzer bir ittifakı arzu etmesini "CHP'ye destek" gibi göstermeye çalışan kötü niyetlilere en iyi söz sükuttur. Ama ya onların tesirinde bakıp böyle gören şaşı bakışlıların bakışını düzeltebilmek için bu deliller yetmez mi

Yeni Asya "Demokratları destekliyoruz" derken bir hayalin peşinden gidiyor. AKP gerçeğinin vebalinin ardına düşmektense bu daha iyidir. Hem tek adam rejimini bitirmeyi ve parlamenter demokrasiye dönmeyi vaat etmiş olan bir ittifakın nesi bundan kötü olabilir ki

Demek, mahalli seçimlerden sonra siyasetin ilk gündemi, Millet İttifakını yeniden canlandırmak ve genişletmek olmalı.

Bugün biraz daha açalım:

Yeni Asya'nın son genel seçimde Millet İttifakına vermiş olduğu desteğin sebebi açık. İki kutuplu cephe siyasetini ve "tek adam rejimi"ni bitirebilmek ve parlamenter demokrasiye dönebilmek.

Böyle düşünenlerin mahallî seçimlerde de benzer bir ittifakı arzu etmiş olmasının sebebi de aynı. Zira bizler hiçbir zaman mahalli seçimleri sadece mahalli seçimler olarak görmedik.

Görünüşte siyasi partilerle alakası olmayan muhtar seçimlerinde bile siyasetin ana renkleri tesirli oluyorken mahalli seçimlerde ve hele büyük şehirlerin başkanlıklarında ülke siyasetiyle ilgili sebep ve sonuçların olmadığı düşünülemez.

Ve bizler için ana mesele ülke siyaseti ve hatta İttihad-ı İslam siyaseti.

Yani mahalli seçimlerde ittifaklar olabilseydi ve Demokrat Parti de bir ittifakın kurucu unsuru olarak yer alabilseydi, genel seçimlerdeki beklentilerimize benzer bazı neticeleri dolaylı olarak beklemek imkânına sahip olabilecektik. Olmadı veya olamadı.

İttifaklara destek, ittifakın içindeki "büyük parti"ye ya da daha fazla rey kazanan partiye destek olarak görülemez. Önemli olan hedefidir.

Hem bazen küçük büyükten daha büyük olur. Tipik örnek AKP ve MHP-Vatan Partisi ilişkisidir.

Bugün Ankara'yı ve bilhassa Külliyeyi yakından ve dikkatle izleyen herkes biliyor ki ideolojik iktidar 2001 yılındaki AKP'nin değil Bahçeli-Perinçek ikilisinin elinde. Ulusal Kanal'ın yedi sekiz senedir yayınlarında neden "muhalefete muhalefet" ettiğini anlamak lazım.