Kayyımlı demokraside Hakkari-İran
Haberlerden takip etmiş olabilirsiniz.
Anayasalı bir rejime sahip İran'da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin 19 Mayıs'ta helikopter kazasında ölmesinin ardından yeni cumhurbaşkanı seçiminin 28 Haziran'da yapılması kararı alınmıştı.
İran Meclisinin onuncu döneminde Kazvin Milletvekili olarak görev yapmış olan ve "Reformist siyasetçi" olarak tanımlanan eski milletvekili Hamide Zerabadi, son gün İçişleri Bakanlığına gelerek adaylık başvurusu yapmış ve bir de basın açıklaması yapmış.
Anadolu Ajansı kaynaklı fotoğrafa bakılırsa basın açıklamasında masanın üzerinde 66 adet mikrofon var ve her biri farklı basın organına ait. Bunlardan biri Anadolu Ajansı ve diğeri TRT.
Bu sayı da gösteriyor ki; demek bu adaylık çok kıymetli bir haber.
Zira bu kişi önemli bir aday ya da aday olması önemli bir kişi.
Ya da demek ki İran'da basın o kadar özgür ve yaygın ki bir "kadın aday adayı" açıklaması için dahi bu ölçüde yüksek bir medya ilgisi ortaya çıkabiliyor.
Asıl sebep bizce başka ve bazı soruları cevaplamayı gerektiriyor.
Bu aday ve diğer adaylar başvuruyu neden İçişleri Bakanlığı'na yapıyor sorusu ilk can alıcı soru.
Bizdeki kadar bile olsa bağımsız bir seçim kurulu sistemi yok mu
Olmadığı anlaşılıyor.
Zira İran'da cumhurbaşkanı adaylık başvurusu yapanların seçime katılma ehliyetine sahip olup olmadığı hususu "yönetimin takdirine açık" bir husus.
Ve bu "takdir"i Anayasayı Koruyucular Konseyine bağlı bir Denetleme Heyeti yapıyor. Uygun görmediği başvuruyu reddediyor. Son sözü de kendisi söylüyor. Yargı bağımsızlığı, hukuk devleti filan hak getire...
Yani milletin kimi isteyeceğinden önce Konseyin kimi istemeyeceği önemli.
Yani halk istediğini değil, süzgeçten geçebilenlerden birini seçiyor.
Bu da bir seçim, evet...
Bu konsey, aday adaylarını "rejimin değerlerine bağlılıkları" ve İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in temsil ettiği "Velayet-i Fakih" makamına ve İslamî değerlere bağlılıklarında kusur bulunup bulunmadığı" yönünden değerlendiriyor ve eğer uygun bulmazsa reddediyormuş.
Yani mevcut iktidarın uygun bulmadıkları gelecekteki iktidara aday olamıyor.
Hele hanım aday adayları için bu ihtimal neredeyse sıfır.
Bu sebeple de hanımefendi basın açıklamasında "Umarım bir gün seçimlerde halk bir kadını cumhurbaşkanı olarak seçer" demek suretiyle aslında süzgeçten geçemeyeceğini ve seçime sokulmayacağını biliyor ve bildiriyor. O mikrofonların anlamı işte bu.