Fikir hür, yorum serbesttir

Yeni Asya'da bize sunulan boş köşeyi "Akıl Misafiri" olarak adlandırıp doldurmaya başladığımız ve "İlk baharda ilk yazı" başlıklı ilk yazımızı yayınladığımız 13 Nisan 2000'den bu yana 15 yıl geçti. Elhamdülillah.

Değerlendirelim:

1. "Dediğim dedik"çi değiliz. Aklınıza misafiriz. Yazılarımızda "memnuniyetinizi dostlarınıza, şikâyetlerinizi müessesemize (yani şahsımıza) bildiriniz" kuralını işletmeye çalıştık.

2. Fikrimizin gıybetinin gıybet olmadığına, gıybet sayılsa dahi caiz olduğuna inandık ve eleştiriye muhtaç olduğumuzu daima bildirdik.

3. Haddimizi bildik. Yayın kurullarının uygun görmediği bir yazımızı "madem siz ..., o hâlde ben de ..." diyerek başka mecralarda ve bilhassa sosyal medyada yaymak suretiyle adeta "ofsayttan gol atma çabası" gibi bir yanlışa düşmedik.

Bunu yapanları gördüysek üzüldük, "nasihatimiz damara dokunmayacaksa" ikaz etmeye çalıştık. Kendi sosyal medya mecralarımızı temiz tutmaya çalıştık ve bu sebeple sadece yayınlanmış yazılarımızı paylaştık.

Muhasebe için geri dönüp baktığımızda kendi namımıza görebildiklerimiz şunlar...

Pozitif noktalarımız:

1. Bir hukukçu olarak uzmanlığımız ve sınırımız çerçevesinde yazmaya gayret ettik.

Hukukî değerlendirmelerimizde isabet etmiş olduğumuzu görmek memnuniyet verici. Bilhassa önce "ETÖ" ve sonra "FETÖ" operasyonlarında devleti ve adliyeyi hukukun içinde kalmaya davet eden yazılarımızın bir kısmını Yeni Asya Neşriyat "Adalet ve Hürriyet" adıyla kitap da yaptı.

Bu yazılarımızın hukukî temeli, AYM ve AİHM kararlarıyla her geçen gün daha da pekişiyor. Tarihe not düşmek budur. Elhamdülillah.

2. Siyasete temas eden ve siyasî eleştiri sayılabilecek yazılar da yazdık, ama salt eleştiri ile yetinmeyip muhataplarımıza teklif ve tavsiyede de bulunmaya çalıştık.

3. Yazılarımızda tekzip gerektiren herhangi bir bilgi ve isim hatası yapmadık. Gazeteyi tekziple muhatap etmedik.

4. Hakkımızda (ve dolayısıyla sorumlu yazı işleri müdürü hakkında) savcılarca soruşturma ve ardından kovuşturma açılmasına sebep olacak herhangi bir hukukî hata yapmadık.

Akit ve Oda TV gibi bazı yayın organları zaman zaman yazılarımızı adeta "diline doladı" ama bu da müessesemize zarar değil, güç verdi. Zira reklamımızı yapmış oldu. (Akit'e dava açıp kazandığımızı biliyorsunuz.).

5. Kalp kırdığımız bir yazımızın varlığını bilmiyoruz. Varsaydığımız bazı yazılarımız sebebiyle önden veya sonradan ihtiyaten özür ve helâllik de diledik.

Elhamdülillah.

Eksiklerimiz de şunlar:

1. Bazen, yazılarımızda kişi ve kurum isimleri verdik. Bu uygulama bazı okuyucularımızca "gereksiz" gibi göründü.

Amacımız yazılarımızın muhataplarınca okunmasını sağlamaktı. Zira muhataplarımızın çoğu düzenli Yeni Asya okuyucusu değil.

Bu tür muhataplar, yazılarımızdan, "Google alert" gibi uygulamalar yardımıyla ya da başka bazı internet takip sistemleriyle ve ancak bu şekilde haberdar oluyorlar.