Eğrilen yollardaki savrulmalar ve AKP-2
Aynı başlıkla yazdığımız geçen haftaki yazımızda "neredeeeen nereye" ve "kimler kimlerle beraber" sedalarını çınlattıran birkaç örnek vermiştik.
Bugün iki örnek daha verelim.
Milat Gazetesinden Serdar Arseven şöyle yazmış:
"Eğitim Modelimiz:
1-İnsanımızı şahsiyetsizleştiriyor,
2-Yeteneklerini köreltiyor,
3-Hayattan bezdiriyor,
4-Maneviyatını tüketiyor,
5- Küreselcilerin kullanımına hazırlıyor,
6- Tembelleştiriyor,
7-Aptallaştırıyor,
8-Tüketiyor!"
Arseven'e bunları söyleten elbette bir hakikat. Bu bir serap değil. Sadece bir kâbus da değil.
Kusuru sadece AKP'nin önceki ve şimdiki Milli Eğitim Bakanlarına yıkmak elbette anlamlı değil. Siyasetçinin de eğitim camiasının sağduyulu zannedilen bürokratlarının ve fertlerinin de bu neticeye katkısı var.
Din diyanet ya da maneviyat denilince hemen "bize siyaset yapma" deniliyorsa, siyasetçinin dine yüklettiği bu olumsuz anlamdan elbette din değil sebep olanlar sorumlu.
Din eğitimi denilen şey dinî bilgi eğitimi değil. Öyle olsaydı İmam Hatip Okullarıyla her meselemizi halletmiş olurduk.
Hele bu çağda dinî ya da dünyevî bilginin âlâsını herkes her yerde bulabilir.
Dinî eğitim önce ahlak eğitimi.
Ve bunun daha öncesinde de iman eğitimi var.
Zira hakiki ahlak sağlam imanın bir neticesidir.
Allah'a ve ahirete kuvvetle iman eden kolay kolay büyük günahlara giremez.
"Başkasının veya devletin görmediği yerde dilediğimi yaparım" diyebilen zayıf karakterli insanları azaltmanın yolu insanların ahirete imanlarını kuvvetlendirmek.
Bunun da çaresi belli. Bilginin, Bediüzzaman tarafından mana-yıharfîolarak adlandırılan modelle öğretilmesi. Yani her bir ilimden Allah'ın isimlerine giden yolların açılması suretiyle iman bağının kuvvetlendirilmesi.
Bu işin adı Medresetüzzehra Projesidir. Hakkında ciltlerce kitaplar yazılmıştır.
Eşya ve hayat aynadır. "Aynaya bakan"a "aynadan bakmayı" öğretmek hakiki öğretimdir.
Bu olursa vatanseverlik de diğerkamlık da kendiliğinden olur.
Gelelim ikinci örneğe.
Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun şunları söylemiş: