Düşen tetikçi diyesim geliyor
Diyesim geliyor ve öylece diyorum!
Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül'ün, saldırıya uğrayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel için "Bu adam da sürekli bir yerlerde dayak yiyor. Ya ayağını kırıyorlar ya yüzüne tokat atıyorlar. İnsan bazen 'haketti bunları' diyesi geliyor" dediği gibi "diyesim geliyor, ama demiyorum" numaralarına gerek yok.
Diyesimiz geliyor ve diyoruz!
Maksadımız tahkir değil teşhis etmek. Meselemiz Özgür Özel ve CHP de değil. Gazetecilik.
Keşke eskiden olduğu gibi gazeteler birbirlerinden bahsederken "refikimiz" demeye devam edebiliyor olsalardı. Bir gün oluruz inşallah. Ama önce bu kötü siyaset günleri bitmeli.
O eski zamanlar nisbeten daha iyi günlerdi.
"Refikimiz" demek, "aynı yolda beraber yürüdüğümüz, refakatçimiz" demekti.
"Yol"dan kasıt siyasî tercih ise belki "aynı yoldan değil, ama farklı yollardan da olsa aynı hedefe doğru beraber yürüdüğümüz" demekti.
Zira en azından görünüşte hedef tekti: Memleketin istikbaline hizmet. Ortak iyiyi müzakere ile bulmak. Fikirleri çatıştırmak ve barika-i hakikati çoğaltmak...
Bundan sonra da olması gereken bu.
Şimdi öyle mi
Muhalif muvafık ayırmadan söylüyoruz, gazetecilerin büyük çoğunluğu "gerçek gazeteci" bile değiller. Yani meslekî hassasiyetleri ve hakperestlikleri yok.
Amigolar gibiler. Hatta tetikçi gibiler.
Yeterli tepki gelmeseydi, sosyal medya tabiriyle linç yemeseydi, Karagül o mesajı kendiliğinden siler miydi
Lafı geveleyip top çevirmesinden de anlaşıldığı üzere özür mesajı bile alt metinde "aslında özür dilemiyorum" diyor:
"CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik saldırı ile ilgili attığım mesajda yanlış bir ifade kullandım. Aslında meramım o değildi. Daha önce yaşananlara bir atıftı. Ama doğru, o ifadeyi kullanmamalıydım. Bu yüzden de sildim. Hiçbir kaba kuvveti, saldırıyı kabullenmem mümkün değil. Bu saldırıyı da en keskin haliyle kınıyorum. Ayrıca; Hakaret, küfür, tehditler yüzünden de yazmıyorum bunu. Bir yanlışı düzeltmek için yazıyorum. Ancak kimse; bu çirkin saldırının 'ihale'sini' beni öne atarak, günah keçisi yaparak örtmeye kalkmasın! Saldırıyı yapanların, arkasındaki azmettiricilerin, kurgu yapanların, karanlık noktaların peşine düşün. O adamı oraya, o kadar yakına kim soktu, ona bakın. Hep beraber yapalım bunu. Zaten gerçek ortaya da çıkacaktır. Sayın Özgür Özel'den samimiyetle özür dilerim. Geçmiş olsun dileklerimi iletirim."