Resmiyet resmî olmak yani işleri yazılı usule göre yürütmek demektir. Resmî örfînin zıddıdır. Zira resmî olan aynı zamanda yazılı kurala da uygun olan demektir. Örfî olan ise kolaylıkla keyfî'ye dönüşebilen demektir.
Devlet ciddiyeti açısından resmiyet kıymetli bir şeydir. Yazı arşivdir. Arşiv gelenektir.
Büyüklük gelenekle olur, geleneği muhafaza etmekle büyüklük muhafaza edilir.
Derdik... Hepsi eskidendi!
Şimdi dünya sadece dönmüyor, dönüşüyor, hatta bu yönden savruluyor.
Bilhassa İkinci Trump dönemi ile birlikte ve özellikle uluslararası ilişkilerde esen ABD rüzgârı bütün dünyaya ve diplomasiye tesir ediyor.
ABD'nin zaten adı çıkmış: "tüccar devlet".
ABD bir tarihe, maziye ve arşivle büyüyen bir diplomasiye sahip olmayanların ülkesi.
İşte bu ABD, kötü liderlerin ve zenginliğinin ve gururunun tesiriyle dünyayı da kendisine benzetiyor. (Tek istisna galiba AB üyesi ülkeler ve çok taraflılık esasına dayalı AB diplomasisi).
Başka ülkelerin ve liderlerin gelenek yıkıcı tavırları da ABD'nin bu tavrına eşlik edince, insanın, "ne oluyor bu dünyaya, başı mı dönüyor" diyesi geliyor.
Diplomasinin kendine has alışkanlıkları ve nezaketleri terk edilmiş durumda.
Bu yeni diplomasi görünüşte daha şeffaf ve samimi. Herkes her aklından geçeni dilinden de kolaylıkla çıkarıveriyor.
Ama hayır.
Hakikatte diplomasi zaten samimiyet gerektirmeyen bir şey iken nezaketsizlik de buna eklenince "netice alma sanatı" sanat olmaktan çıkıyor. Düello alanı haline geliyor.
İşte örnek:
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York'ta iken Fox News'e verdiği röportajda, Trump'ın seçim sürecinde verdiği sözleri hatırlatmış ve "Trump, 'Rusya-Ukrayna savaşını bitiririm' dedi. Bitti mi Hayır. 'Gazze savaşını bitiririm' dedi. Bitti mi Hayır." demiş.
Erdoğan'ın bu sözleri Fox News'in bir diğer yayınında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya sorulmuş.
Rubio da açmış ağzını...
"Liderler istediklerini söyleyebilir, ama günün sonunda bir çözüm gerektiğinde Beyaz Saray'a gelmek isterler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hafta Başkan'la görüşmek için Beyaz Saray'a geliyor. Hepsi Trump'la konuşmak, onun sorunu çözmesini istiyor. Gerçek şu ki, bugün bile devam eden toplantılarımız var ve liderler bu toplantıların bir parçası olmak için adeta yalvarıyor. 'Bizi de dahil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın' diye arıyorlar".