Bulanık rejim ihracatçıları

Suudi Arabistan'da oynanamayan Fenerbahçe-Galatasaray Süper Kupa maçını hatırlayacaksınız.

Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz futbol başta olmak üzere Türk sporunun tartışmalarla değil, başarılarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz. Hangi sebeple olursa olsun, sporun günlük siyasi rekabetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır, hatalıdır, sporumuza hiçbir faydası yoktur." sözleri, mezelik topu taca ama stat dışına atmaktan ibaret idi.

Bu örnekten de anlaşılıyor ki, iki ülke yetkililerinin "süreç yönetimi" ve "kriz yönetimi" hususundaki tecrübesizlikleri ve hataları işin asıl sebebi.

Ancak bu olay bizdeki Kemalist kafanın futbol takımlarının yönetimlerine dahi bir hegamonyal baskı yaptığını gösteriyor.

Serbestiyet'ten Yıldıray Oğur'un o günlerde yazdığı şu cümleler konunun bu yönünü güzel ifade ediyordu:

"Suudi Arabistan'da süper kupa maçını oynayıp hem para kazanmak, hem de ligin uluslararası değerini arttırmak gayet makul bir fikirken, TFF başkanının açıklamasına göre maçın önce Almanya, İngiltere'de oynanması teklif edilmiş ve onlardan onay alınmamışken, derin önyargılar koca koca insanları 'Suudi Arabistan'da maç yapıyoruz bari maça çıkarken de Atatürk'ü analım da günahlarımızın kefareti olsun' noktasına getirmiş. Tabii son dakika bu mesaj kaygıları da kriz çıkarmış."

Evet, o olayda soyunma odasının mahremiyetinin Suudilerce, -muhtemelen sansür amacıyla- ihlali gibi tetikleyici faktörler de vardı. Ama belli ki Kemalist tepki siyasetinin görünürlüğünü sağlama arzusu işin merkezinde.

Yani "zorla abdest aldırdılar, namaza götürülüyoruz bari gizlice yellenelim de abdestsiz gidelim" der gibi bir komedi.

Bir eksik krallıkta başka bir noksan cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlamaya kalkmak her şeyden önce bir cehalet veya basiretsizlik idi.

Hele o krallık Suudi Krallığı gibi mazisi küçük ve fakat korkusu büyük bir "antidemokratik krallık" olunca elbette refleksleri de güçlü oldu ve olacak.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in de "Ne mutlu Türküm Diyene" pankartını açmakta ısrarcı olmaları ise işin tuzu biberi olmuştu.

"Suudilerin de cumhuriyete ve demokrasiye ihtiyaçları var, rejim ihraç etmekte ne mahzur var" da diyebilirsiniz.

Ama bu çağda rejim ihracı böyle olmaz.