Başörtülü Atatürkçüler!

Başlık garip. Zira insanların iki zıt sevgiyi aynı anda üstlerinde ve kalplerinde taşımaları garip. Ama bu bir vakıa.

Bu netice kısmen bilgisizliğin ürünü ve kısmen tepkisel. Ve bu bir sürecin sonucu.

Bu dönemdeki "Atatürk sevgisi", tek parti dönemindeki gibi tek yönlü korku ve baskılardan ya da tek yönlü ve tornacı eğitim süreçlerinden kaynaklanmıyor.

Ya da 28 Şubat dönemindeki gibi doğrudan devlet baskısından kaynaklanan zoraki ve törensel tavırlardan ibaret değil. Zira bir "açık baskı" ürünü değil.

Birilerinin iyi planladığı dolaylı bir netice.

Bu dönemde işin içinde başka bazı faktörler de var. Bunlardan biri siyasi tutumlar ve tercihler.

Ama bu sonucun zahirî sebebi durumunda olan kişilerin, dinî grupların, siyasetçilerin ve siyasi grupların bu durumdan memnun olduğunu söylemek de mümkün değil.

Geçen günlerde başörtülü ve yakasında M. Kemal rozeti taşıyan Üniversiteli bir genç hanım kardeşimizle ve aracının arkasına M. Kemal imzası yapıştırmış başörtülü bir mühendis hanım kardeşimizle ayrı ayrı sohbet etme imkanı bulduk.

Atatürkçülük merakını ve arka planını anlamaya çalıştık.

O iki gence sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar yukarıdaki kanaatimizi teyit etti.

Siz de inceleyiniz:

-Sizce Kemalizm ve Atatürkçülük aynı şey midir

-Hayır. Aynı şey değildir. Kemalizm daha katı bir tavırdır. Kemalist'im diyemem ama Atatürkçüyüm diyebilirim.

-M. Kemal bugün olsaydı başörtüsü konusunda nasıl bir tavır takınırdı

-Bugünkü şartlara göre ve daha yumuşak bakardı.

-M. Kemal bugün olsaydı dinde reform konusuna nasıl bakardı

-Bu konuda bir fikrim yok.

-Peki, İslamiyet reformu kabul eder mi

-Bu konuda da bir fikrim yok

-Şeair ve bid'a kavramlarını duydunuz mu

-Hayır.

-M. Kemal dinî konularda bütün görüşlerini ve inancını açıkça her zaman söylemiş midir

-Bazı konuları gizlemiş olabilir, aslında Müslüman olmayabilir ama Müslümanmış gibi görünmüş olabilir.

-Bu sizin için rahatsız edici bir durum mu

-Hayır, olayın bu yönü önemli değil. M. Kemal'i sevmemizin sebebi Kurtuluş Savaşı'nı yönetmiş ve bağımsız bir Türkiye bırakmış olması. Bir de laiklik ilkesini yerleştirmiş olması.