Başın öne eğilmesi
Kimse boynu bükük doğmaz, yetim bile olsa.
Boynu büküklerin boynu sonradan bükülür.
Bazen hayat şartları boyun büktürür, bazen yakın ya da uzak çevre. Bazen de kişi nefsinden gelen hataları sebebiyle boyun büker.
Boynu bükükleri bu halden kurtarmak mühim bir hizmettir, hatta ibadettir.
Derviş niyetli olup hakka boyun bükmesi gerekirken halka boyun büken ya da boyun büküklüğünü halka gösteren bile o halden kurtarılmalıdır.
Başı öne eğik olmaya gelince...
Hiç kimse başı öne eğik doğmaz.
Herkesin başı fıtratında diktir.
Ama sonradan her nasılsa bazıları "dik başlı" olur; bazılarının da başı öne eğilir ya da eğdirilir.
Başın öne eğilmesi işlenmiş bir kusurun getirdiği bir mahcubiyetten doğuyorsa zarar gören helal etmedikçe başı eğik kalmak gereklidir.
İşlemediği bir suçtan hüküm giyenin başı diktir.
Ona bile bile zulmeden gaddarın başı bu dünyada dik görünse de ahirette hali perişandır.
Ya başını öne eğip yürüyenler. Ve etraflarında olan biteni görmemeye çalışanlar. Hatta "ben TV izlemiyorum, sosyal medyaya da bakmıyorum" diyerek bunu bir maharetmiş gibi anlatanlar...
İşte onlar üzerinde çalışmak lazım.
Allah'ın verdiği akıl kuvvesini hikmet dairesinde istikamette sarf etmek ve hayra ve adalete taraf olmak yerine olaylarla ve çevreyle ilgisiz (bîbehre) ve güya tarafsız ama aslında bilinçli gabavet (aptallık) hali içinde olanlara ne demeli
Geçen günlerde, esnaftan ve eşraftan bir yaşıtımızın cenaze merasimine iştirak ettik.
Mevta, 15 Temmuz'dan sonra "...öcü" damgası ile damgalanıp mahkûm edilmiş ve "terörist olmadığını" halka gösterebilmek için "ne lazımsa" yapmaya çalışmış bir dostumuz idi.
Yani klasik söylemiyle "kendisi '...öcü' ama pırıl pırıl biri, görsen '...öcü' demezsin" denilenlerden.
Kader'ci ve derviş tabiatlı bir Ağabeyimizle cenazede karşılaştık.
"İmam 'merhumu nasıl bilirdiniz' diye sorduğunda ne cevap vereceğini düşündün mü" dedik.
Önce sorumuzu anlamadı. "Elbette haklarımızı helal edeceğiz" dedi.
"Musallada yatan zat için devlet de toplum da yıllarca 'terörist' dedi, adamcağız kahrından yıllarca hastalık çekti. Şimdi kalabalık bir cemaat onun namazını kılmaya ve helallik vermeye gelmiş. Sorulunca 'merhumu iyi bilirdik' diyecekler. Ama bu toplumun ekseriyeti daha düne kadar hem ona hem de eski bazı arkadaşlarına 'terörist' diyorlardı. Ne dersiniz" deyince sustu.