Amerika'nın Atatürk'ü Surkiye'nin YPK'sı
Türkiye'deki PKK kurucusuna "ey örgütüm, dağılın" emri verdirebildiği söylenen Devlet Bahçeli, "O emir bizi bağlamaz, biz sadece ateşkes yaptık" diyen Suriye'deki PYDYPG'ye kızmış gibi yapmış.
Hatırlayalım: Suriye'nin kuzeydoğusunu kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi, geçen günlerde "PKK'nın silâh bırakma çağrısı onları ilgilendirir, bizim Rojava'daki güçlerimizi ilgilendirmez" demişti.
PYD Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim de Öcalan'ın ve PKK'lı mahkûmların serbest bırakılması ve belediyeye atanan kayyımların geri çekilmesi gibi adımlar yanında ayrıca Türkiye'nin PKK ile "ateşkes ilân etmesi" gerektiğini söylemişti.
Herkes biliyor ki SDG'nin omurgasını Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silâhlı kanadı YPG (Halk Koruma Birlikleri) oluşturuyor.
Türkiye ise PYD'yi PKK'nın uzantısı olarak kabul ediyor ve YPG'nin PKK ile aynı örgüt olduğunu söylemeye devam ediyor.
Bahçeli, PYDYPG'nin bu oyunbozan açıklamalarını şöyle eleştirmiş:
"Terör örgütünü kuran feshini istemiştir. Bunun dışında zamana oynamak, ortamı bulandırmak, süregelen pozitif gündemi tahrip ve tahrik edici nitelikte top çevirmek, siyasî ve hukukî düzenleme taleplerini yoğunlaştırmak aymazlıktır. YPG'nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan çağrıdan muaf ve istisna olduklarını iddia etmeleri, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla tamamıyla çelişkilidir."
Bizce özeti şu:
Bahçeli "Öcalan'ın emrine Kürtlük iddiasındaki herkesin uyması lâzım gelir" diyor, ama Suriye'deki Kürt liderlikleri "Suriye başka Türkiye başka, size milliyetçilik hak da bize neden yasak" diyor.
O halde ön mesele şu:
"Suriye'nin neresinde kim devlet, kim terörist" sorusunun cevabını Türkiye'deki Bahçeli Devlet mi verecek yoksa Türkiye'deki ya da Suriye'deki başkaları mı
Ve asıl mesele: Milliyetçilik kime ne kadar hak
Bu sorular bize şu hatıramızı hatırlattı:
Enflasyon sebebiyle paramız değer kaybetmesin diye cebimizdeki parayı bile TL yerine dolar olarak taşıdığımız ve banka kartlarının şimdiki kadar yaygın olmadığı eski zamanlarda, hesabın umduğumuzdan fazla tuttuğu bir alış verişte, kasiyere sorduk:
-Dolar kabul eder misiniz
-Evet.
Çıkardık yüz doları verdik. Kaldırdı ışığa tuttu.
-Hayırdır
-Sahte olup olmadığına bakıyorum!
-Nasıl anlıyorsunuz
-Atatürk'ün kafası varsa sahte değildir!
Şaşırdık, anladık ve muzipçe sorduk:
-Nasıl yani, dolarda da mı Atatürk varmış!
Bu sefer kasiyer şaşırdı, ilkokul ninnisinden uyandı ve cevabı şenlikli: