Zeytin Vatandır
Vatan toprağında bugün nöbet tutmayacaksak ne zaman tutacağız Her yer kömür olduktan, her yer karardıktan sonra mı Kazmalar vurulduktan, kazmacılar semirdikten sonra mı
"İnsan vatanını sever." Ünlü makalesine Namık Kemal bu cümleyle başlıyor: "İnsan vatanını sever." Kısa, öz ve anlamlı. Eskilerin "sehl-i mümteni" dediği türden. Söylemek kolaymış gibi gelir ama hiç de öyle değildir. Bin bir tecrübeden, bin bir yaşanmışlıktan sonra Namık Kemal'in yüreğinden dökülüveren cümledir bu. Bunu böyle kolayca söyleyivermek her yiğidin de kârı değildir. Namık Kemal olmak ve onun yaşadıklarını yaşamak gerekir.
Vatan kutsaldır. Önce, üzerinde yaşadığımız için kutsaldır. Gözümüzü açtığımız, annemizin sesini ilk defa duyduğumuz, arkadaşlarımızla sokaklarında oynadığımız, yavuklumuzla üstünde koşuşturduğumuz, üzerinde ömrümüzü harcadığımız yer olduğu için kutsaldır.
Vatan kutsaldır çünkü bağrında şehitlerimiz yatıyor, sevdiklerimiz yatıyor.
Vatan kutsaldır çünkü vatan topraklarında camilerimiz, kümbetlerimiz, mezarlarımız, hanlarımız, kervansaraylarımız vardır; konaklarımız yalılarımız vardır.
Vatan kutsaldır çünkü üzerinde ceylanlar koşuşur, kuşlar uçuşur. Laleler, sümbüller açar, bal arıları, kelebekler uçar.
Vatanın taşı da toprağı da kayası da kurağı da bizimdir; bizim dostumuz, bizim mayamız, bizim hamurumuzdur. Ardıcı, kavağı, köknarı da bizimdir, zeytini de bizimdir.
Ve't-tîni ve'z-zeytûni ve tûrı sînîne ve hâze'l-beledi'l-emin.
Yüce Allah, ulu Tanrı bir incire bir de zeytine ant içiyor. Tanrı'nın üzerine yemin ettiği zeytin ağacı Kutsal vatanın kutsal varlığı
Türk'ün, Türkmen'in, Yörük'ün sırtını dayadığı zeytin ağacı. Karasıoğlu'nun, Saruhanoğlu'nun, Aydınoğlu'nun, Menteşeoğlu'nun yüzlerce yıllık macerasını hücrelerinde saklayan zeytin ağacı Boz topraklarda biten yüz yıllık, bin yıllık anıtlar Çanakkale'nin, Dumlupınar'ın, Belkahve'nin nice efsanesini köklerinde, kökenlerinde saklayan anıt ağaçlar