Ters yüz

Türkiye büyüklüğünde bir buzul erimiş dediler. Kutuplar, ekvatorun, ekvator, kutupların yerine geçer mi bilmem ama bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Yüksek ile alçak bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Dört parmak ile bozkurt bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Şeref ile şerefsizlik bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Namus ile namussuzluk bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Din ile kin bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Tehditkâr ile hizmetkâr bir araya gelir mi Geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Kış yaza, yaz kışa döndü ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Muhalif, muvafık gibi, muvafık, muhalif gibi oldu ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Yüzler buruştu, yüzler gerildi; buruşuk ile gergin bir araya geldi ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Yerli dediler, ülkede yer bırakmadılar; millî dediler, millet bırakmadılar ve bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Toprağın üstünü altına getirdiler, her şey ters yüz oldu.

Toprağın üstünde nefes alanlar, toprak altında kaldılar; her şey ters yüz oldu.

O ona sardı, bu buna sardı; taşlar bağlandı, itler salındı; bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.

Fiyatlar uçtu, yönetenlere değil yönetilenlere suç buldular; bir yerlerde bir şeyler ters yüz oldu.