Sorumluluğun elbette bir karşılığı vardır.
Ülkede kötü giden işlerin öncelikle birinci derecede sorumluları vardır. İşin icrası veya önlenmesi konusunda birinci derecede yetkili olanlar aynı zamanda birinci derecede sorumludurlar. Bunlar genel müdür, daire başkanı, bakan olabilirler.
Ancak… Birinci derecede sorumluların varlığı, en üst makamdaki sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Çünkü alttaki sorumluları tayin eden de en üst makamdır.
"Ülkede kötü giden işler" izafidir. Bana göre kötü olan bir başkasına göre iyi sayılabilir. Aksi de olabilir. Ancak ülkede birçok işin kötü gittiği muhakkaktır.
Muhalefet çevrelerine göre yargı bağımsızlığı yoktur. Çünkü iktidarın istemediği kararları veren yargıçların yerleri değiştirilmektedir. Çoğunluğu iktidar yanlılarından oluşan Hâkimler Savcılar Kurulu, elindeki yetkiyi kullanarak savcı ve yargıçların yerlerini değiştirmekte, daha aşağı mevkilere getirebilmektedir. Böylece yargı, iktidarın sopası olarak kullanılmaktadır.
Ana muhalefetin bu görüşü halkın büyük kesimlerine de yansımış durumdadır. Bu sebeple haftada iki kez toplanan mitinglerde büyük kalabalıklar oluşmakta ve bazen on binlerce bazen yüz binlerce insan "hak, hukuk, adalet" diye haykırmaktadır. Buna karşılık iktidar partileri yerel seçimlerden bu yana meydanlara çıkamamakta ancak salon toplantılarında yandaşlarına seslenebilmektedir.
Ana muhalefet, belediye başkanlarına ve onların yardımcılarına, görevlilerine yöneltilen suçlamaları da kabul etmemektedir. Tam tersine bu suçların birçoğunun iktidar yanlıları tarafından işlendiğini ileri sürmektedir.
Ülkede çok ciddi bir muhalefet kesimi de bölücülere verilen tavizlere itiraz etmekte ve bu konuda yönetimi sorumlu tutmaktadır.
Milliyetçi / ulusalcı diyebileceğimiz bu kesimin iddiaları şunlardır: Mevcut iktidar, PKK terörünü aşağı yukarı sıfıra inmiş şehit sayısından onlarca hatta yüzlerce şehide ulaşan seviyelere çıkarmıştır. Birinci açılım süreci hüsranla bittiği hâlde yeniden bir açılım süreci başlatmıştır. Bu ve benzer süreçlerde PKK ve yandaşlarına verilen tavizler bölücülerin yanına kâr kalmakta, bölücülük azalacağına artmaktadır.
Şimdi de en yetkili ağızlarıyla "PKK terörü bitmiştir, kalan çok az sayıda teröristi de ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz.