Herkes kendine gelmelidir. Açılım veya çözüm dedikleri politikanın nelere mal olduğunu hep birlikte gördük. Türkiye bunları bir daha yaşamamalıdır.

Kim kime göz kırpıyor Niçin göz kırpıyor Birilerinde açılımın sabıkası var. Birileri sabıkalılara ortak olmuş. Birileri de yeni sabıkalar peşinde mi koşuyor

Mesele Kürt meselesi değildir. Mesele terör meselesi de değildir. Mesele, vatanın bütünlüğü meselesidir. "Halklar" diye ağızlarını açanların niyetleri bellidir: Önce federasyon, sonra bağımsızlık. Bunu saklamıyorlar. Hatta dört ülkedeki dört parçanın birleştirilmesinden bahsediyorlar. Verilen hiçbir tavizle de yetinmedikleri bugüne kadarki tecrübelerden bellidir. O hâlde her yeni taviz, ülke bütünlüğüne karşı atılan bir adımdır. Herkes kendine gelmelidir.

Bu kadar tecrübeden, bu kadar gözlemden sonra PKK uzantılarının hâlâ bir noktada duracaklarını sananlar varsa, dilimizde bulunan saflıkla ilgili bütün sıfatları hak ediyorlar demektir: Saf, alık, bön, ahmak, aptal, ebleh. Sahi bu kadar kelime yetmiyormuş gibi bir de gerzek çıkardık. Ne dersiniz, bu kadar çok kelime acaba bir gerçekliğin ifadesi mi Yoksa Atatürk'ün sıralamasını mı düşünmeliyiz: Gaflet, dalalet, hıyanet.

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni Türklük kavramı üzerine kurmuştur. Devrimlerinin tamamı, devleti güçlendirmek, ülke bütünlüğünün devamını sağlamak, vatan topraklarını bayındır hâle getirmek ve Türk milletini yükseltmek içindir. Buna da milliyetçilik denir. Milliyetçiliği bir yana bırakırsanız ortada Atatürkçülük diye bir şey kalmaz.

"Halkların kardeşliği" kavramıyla Atatürkçülük bir araya gelemez. "Halkların kardeşliği" diyerek yola çıkanlarla müzakereye oturmak, Atatürkçülük ile bağdaşamaz. Türkiye'de bir tek halk, bir tek millet ulus vardır, o da Türk halkı, Türk milleti ulusudur. Atatürk de her zaman bunu ifade etmiştir. Anayasanın 66. maddesi de bunu söyler. Etnik gruplar vardır ama millet tektir, o da Türk milletidir. Türkiye milleti değil Türk milleti. Herkes aklını başına toplamalı, kendine gelmelidir.

Atatürk