İsrail için hazin son!

Kimi yöneticileri hala ABD-İsrail korkusu yüzünden açıkça itiraf etmeseler de bütün dünyada müthiş bir İsrail nefreti yükseliyor. İsrail'in yaptığı her açıklama, aldığı her silah, attığı her kurşun, kaldırdığı her uçak, yağdırdığı her bomba dünya halklarının Siyonist teröristlere duyduğu nefreti bir kat daha, bir kat daha arttırıyor. 7 Ekim'den sonra İsrail'e antipati beslemeye başlayan dünyanın geldiği nokta büyük bir öfke. Bilhassa son aylardaki korkunç süreç ile birlikte bu öfke yerini korkunç bir İsrail/Yahudi nefretine bıraktı.

İkinci Dünya Savaşı'nda yaşadıkları ağır musibetten dolayı dünyanın hemen hemen her ülkesinde Yahudilere yönelik şefkat hâkimdi. Şefkat yetmedi –gereksiz bir şekilde- her ülkeden insanlar ve devletler kendilerini Yahudilere uygulanan zulümden sorumlu tuttu. Dünya halkları kendilerini adeta Yahudilere ve tabi ki İsrail'e karşı hayat, rahat, refah borçlusu hissetti. Yahudiler dünyanın her yerinde VIP muamelesi gördü. Ve Yahudiler İsrail diye bir devlete sahip olduktan sonra dünyanın bu ilgisini istismar etmekten geri durmadı. Tabi, buna ABD ve Avrupalı devletler de çanak tuttu.

Bundan olsa gerek İsrail Filistinlilerin topraklarına, Filistin halkının göğsüne hançer gibi saplandıktan hemen sonra inanılmaz zulümlere imza attı. Lakin dünya medyası Siyonistlerin bu zulümlerini takipçilerine yansıtmaktan mütemadiyen kaçındı. Daha doğrusu dünyanın en çok izlenen, en çok abone sahibi olan medya Siyonist Yahudilerin elindeydi. Geri kalanlar ise Filistin'e uygulanan Siyonist zulümleri ülkelerinde izleyicisine, okuyucusuna göstermekten imtina etti.

Sonra uydu yayınları, sosyal medya paylaşımları devreye girince dünya, Siyonistlerin Filistin halkına reva gördüğü zulmü bütün çıplaklığıyla görmeye başladı. Bu zulüm duyulduğu her yerde kısa sürede insanlarda hayal kırıklığına yol açtı. Dünün mazlum halkı olan Yahudiler ABD ve Avrupa devletlerinden aldığı sınırsız destekle tek bir silahı olmayan Filistin'de insanlığın utancından yerin dibine gireceği zulüm, işkence ve işgaller gerçekleştiriyordu. Bu korkunç durum bile İsrailli Yahudilerin İkinci Dünya Savaşı sürecinde çektiklerinin hatırına yeterince görülmedi lakin son yıllarda dünya halkları Siyonist teröristlerin yaptıklarına "Bu kadar da olmaz!" demeye başladı. İsrail'in bu zulmüne çeşitli platformlarda itirazlar yükseldi.

Her zaman olduğu gibi İsrail bunları duymazdan geldi. Çünkü İsrail hiç kimseyi ciddiye almıyordu, buna gerek de görmüyordu. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hiçbir uluslararası kurum İsrail'e "Böyle de olmaz ki…" demedi, diyemedi. 1948'den bugüne kadar BM'nin almış olduğu hiçbir karar İsrail tarafından kabul edilmedi hatta BM'nin bazı kararları BM'nin toplantı salonunda (BM Genel Kurulu) İsrailli bakanlar, başbakanlar tarafından yırtılıp hazirûnun yüzüne fırlatıldı. Bir tek BM yetkilisi çıkıp Siyonistlere "TERBİYEZİSLİK YAPMAYIN!" demedi, diyemedi. Onlar diyemeyince İsrail ne kadar dokunulmaz olduğunu gördü ve azıtmayı arttırdı.

İsrail kibir ve şımarıklığıyla yaşananları kazanım olarak görebilir. 7 Ekim sonrası Gazze'yi yerle bir etmekle zafer kazandığını da dile getirebilir. Neticede teknolojinin en son ürettiği silahları ağababası ABD'den hiçbir ücret ödemeden alabiliyor. Üstelik saldırılarını arttırdıkça dilediği kadar milyar doları da ABD'den tahsil edebiliyor. Ama dünya bu haliyle devam edemez, etmeyecek. İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa'nın bildirdiği o gün gelecek ve İsrailoğulları'nın bozguncu kanadı Siyonistler korunmak için bir taşın, bir ağacın arkasına sığınma imkânından mahrum kalacak. Bu korkunç akıbeti kendileri hazırlıyor. Bugün "İsrail'in yanındayız" diyenler de Siyonizm'den, Siyonistlerden bizar durumda. Ama yarın bu bizar durum yerini "intikama" da bırakacak.