Tarih ve lezzet buluşuyor: Anadolu'nun sessiz tanıkları hanlar ve kervansaraylar

Ziyaretçilere açılmaya başlayan hanlar ve kervansaraylar acaba bulundukları yerlerin geleneksel mutfakları ve sanatlarıyla birleştirilerek turizm için güzel bir destinasyon oluşturmaz mı

Selçuklu kervansarayları yolcuların ve kervanların konaklamalarının yanı sıra MUTFAK, HAMAM, TIBBİ YARDIM, ÇAYHANE YATAK BÖLÜMÜ, MESCİT YANINDA SEMERCİ, URGANCI, NALBANT, DEMİRCİ atölyeleri ihtiyaçlarını görecekleri yerler olmuş. Bu kervansaraylar aslında günümüzün otelleri

Ancak günümüz otellerinden çarpıcı bir farkı var hanlarda verilen hizmetlerden para alınmazmış. Bir kervansarayın temel işleyişini sağlayan yasal ve parasal mekanizma, döneme ilişkin vakfiyelerce karşılanırmış. Kervansaraylarda yerli ve yabancı ayırt edilmeksizin herkese üç gün yiyecek - içecek verilirmiş. Değişik din, dil ve ırktan olan insanlar bu mekânlarda bir tür dünya vatandaşlığı yaşamışlar. Kervansarayların boyutları, üzerine inşa edildikleri yolun, ticaret hacmine, dolayısıyla konaklayacak kervanların büyüklüğüne ve yaptıranların gücüne bağlı olarak değişmiş.

AYAĞA KALDIRILIYORLAR

Hanlar, sosyal ve ticari hayatın önemli bir merkezleri. Uzak diyarlardan gelen tüccarlar, seyyahlar, dervişler ve keşişlerin konakladığı yerler. Hanlar kent merkezlerinde Avlularında dükkânlar, ikinci katlarında dinlenebileceğiniz odalar bulunuyor. İŞTE O HANLARDAN BAZILARI, BUGÜN HÂLÂ AYAKTA. Bu muhteşem organizasyonun eski hanları yıkılmaya yüz tutmuştu. Sonunda birer ikişer ayağa kaldırılmaya, yeniden ziyaretçilere açılmaya başladılar. Bazıları turizme açılsa da gerçek işlevlerinden uzakta Selçuklu devrinde ticari yol ağı üzerinde kervanların akşamları güvenli bir şekilde konaklamaları için SULTAN HANI da denilen kervansaraylar da yapılmış. Büyük ticaret yolları üzerinde kurulmuş olan Selçuklu kervansaraylarının aralarındaki uzaklıklar, deve yürüyüşü ile günde dokuz saat, yani 40 kilometre esas tutularak belirlenmiş. Çevrelerindeki yüksek duvarlarla korunan ve barış zamanlarında pazar yeri olarak da iş gören bu kervansaraylar savaşta kale olarak da kullanılmış. Ülkemizde çok özel hanlar-kervansaraylar var.

İşte onlardan birkaçı;

ŞANLIURFA GÜMRÜK HANI; Şanlıurfa-Halep kervan yolu doğudaki önemli ticaret yollarından biridir. Osmanlı döneminde ticareti geliştirmek için yapılan Gümrük Hanı, Osmanlı han mimarisinin klasik örneklerinden ŞANLIURFA MENCEK HANI; Kazazlar Çarşısı civarındaki Mencek Hanından ilk defa 1716 tarihli Ayn-ı Zeliha Binti Hacı Ali vakfiyesinde söz edilmektedir. Tam olarak hangi tarihte inşa edildiği bilinmiyor. AFYON- ÇAY-TAŞHAN; Taş Medresenin doğu cephesinin karşısında bulunan Taş Han (EBUL MÜCAHİT YUSUF HANI), kitabesine göre III. Gıyaseddin KEYHÜSREV zamanında, Ebul Mücahit YUSUF BİN YAKUP tarafından yaptırılmıştır. AKSARAY SULTAN HANI; Aksaray-Konya kara yolu üzerinde bulunan Sultan hanı Selçuklu Sultanı "ALAADDİN KEYKUBAT" tarafından H.626-M. 1229 tarihinde inşa ettirilmiştir. O tarihten kısa bir süre sonra ise yanmış. Gıyaseddin KEYHÜSREV zamanında mütevelli Seraceddin BİN AHMET BİN EL HASAN tarafından onarılmıştır. Türkiye'deki örneklerin en büyüğüdür.