Samimiyetin adresi mahalle lokantaları

Mahalle kavramı ülkemizde iki-üç yüzyıllık bir geçmişe sahip. Cumhuriyetin ilanı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan devralınmış bir yönetim birimidir. Şüphesiz ki bu kavram nitel ve nicel olarak büyük değişimler geçirmiş ve değişmeye de devam ediyor. Bugün artık günümüz dünyasında "merkez" ve "şube" yok "metropol" ve "kenar mahalle" var. Mekânları var eden insanlardır derler. Yaşanılan yerin hafızasında; insanların idealleri, umut ve korkuları, sosyal ilişkileri, bireysel gizlilik ve yalnızlıkları saklanır. Aslında zaman ve mekân hafızası içerisinde yaşamaya devam eder.

Zamanla sosyal, politik, kültürel değişim ve gelişim ile mekânlarda farklılıklar olabilir. Yine de hafızalarımızda mekân ve insan arasındaki ilişki hep yaşar. Toplum hayatının gerçekleştiği kutsal, siyasal kültürel simgeleri olan bütün yerler, insan-mekân ilişkisinin birer parçasıdır. Nasıl ki evlerin her birinin kendi içinde bir mahremiyeti ve bir kendine özgülüğü varsa her bir mahalle de aslında diğerine daha kapalıdır. Mahalleli kendi sakinlerini gözetir; önce kendi yoksulunu, kimsesizini korur ve problemi mahalle dışına çıkmadan halleder. Her mahallenin bir huyu suyu, namusu, terbiyesi vardır. Mahalle meydanları tüm evlerde yaşayanların buluşma mekânlarıdır. Evet en azından son yirmi otuz yıla yakındır durum böyleydi. Modern şehrin katı gerçekleri insan ilişkilerini ve duyguları köreltmiştir. Doğal çevreyle kendi oluşturduğu mekânlar arasındaki denge artık kaybolmuştur. Bu anlamda her dönemde genellikle belli çevreler "DOĞAL" ile "YAPILAN" arasındaki gerilim ve etkileşimden beslenmiştir.

KİMLİK İFADE EDERLER

Ahmet Hamdi Tanpınar "BİZ MUKAVEMET FİKRİNİ KAYBETTİK; NE YENİYE, NE ESKİYE, HİÇBİR ŞEYE MUKAVEMET EDEMİYORUZ. ŞEHRİN SAHİBİ DEĞİLİZ, SADECE İÇİNDE OTURUYORUZ; DEVLETİN VE BELEDİYENİN MİSAFİRİ GİBİ" derken, hayatlarımızdaki aidiyet unsurlarının yok oluşundan ve kimliksizlikten bahseder. Evet mahalleler aynı şehirler gibi kimlik ifade eder. 'Nerelisin, nerede oturuyorsun' sorularının cevapları aslında kimliğimize dair ipuçlarıdır. Mahalleler; bakkalları, manavları, kasapları, berberleri, çeşmeleri ve camileriyle her biri küçük şehirler durumundaydı. Şimdilerde artık bırakın mahalleli duygusunu, komşuluk duygusu bile yok seviyelere geldi. İşte yazımın konusu tam da burada devreye giriyor. Eskinin ESNAF LOKANTALARI artık yavaş yavaş MAHALLE LOKANTALARINA dönüşüyor ve eski mahalle ilişkileri şimdi müdavim olunan MAHALLE LOKANTALARINDA ortaya çıkıyor. Birbirini tanıyan insanların (müdavimlerin) selamlaşmaları, lokanta çalışanlarının müdavimlerine ismen hitap etmeleri bir parça da olsa insan ilişkileri bağlamında eskiye dönük özlemlerin bir kısmını karşılıyor.

ÖZEN VE DESTEK GEREKİYOR