Dinî ve kültürel zenginliklerimiz duyurulmalı

Yeme içme zorunlu bir ihtiyaç. Bunun yanı sıra bir deneyim ve öğrenme olması, mutluluk vermesi, sağlıklı yaşamak için doğru ve iyi beslenme arzusu gibi sebeplerle önemi giderek artan bir turizm ürünü olarak değerlendiriliyor. Ülkemizde yerel mutfakların (YEREL GASTRONOMİNİN) özellikle son yıllarda artan yurt içi turlar, yazılı, görsel-işitsel yayınlar ve tanıtımlar sayesinde ulusal düzeyde bilinirliği arttı.

Ancak bütün bunlara rağmen uluslararası mutfak olma yolunda avantajlı kılacak, orijinallik, çeşitlilik ve tanınmışlık kriterleri açısından yetersiz olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tam burada söylemek isterim ki ülkemizde birçok farklı din ve kültürün geliştirdiği alışkanlıklarımız, geleneklerimiz ve lezzetlerimiz var.

Onlardan birisi de kendine özgü gelenekler oluşturan ramazan ayı ve bu bereketli ayın sofralara yansıyan lezzetleri... Bu ay içerisinde sadece iftar ve sahur lezzetleri değil, ramazan haricinde de doktorların tavsiye ettiği günümüz sağlıklı beslenme trendlerinin başında gelen oruç, diğer taraftan iftar ve sahur arasında her şehrimizde geliştirilen etkinlikler (DİREKLERARASI).

Saraydan, konaklara ve hatta evlere kadar inen DİŞ KİRASI, BAYRAM YEMEKLERİ gibi özel gelenekler her biri dinî bir vecibenin ve örfün parçaları olmanın dışında aynı zamanda dünyaya anlatılabilecek gastronomi adına çok lezzetli ve özel anlamlar yüklenecek ritüeller...

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ile KÜLTÜR VE TURİZM Bakanlığının bu anlamda önemli çalışmalara imza atabilmesi mümkün. Umarım yemek ve içmenin insanların hayatındaki öneminin farkında olarak kendi dini ve kültürel zenginliklerimizin daha iyi anlaşılması yolunda daha özel çalışmalar yapılması adına harekete geçilir.

ERİKLİ YAVAN SARMA HAZIRLANIŞI

Yarma düğüsü ve ince bulgur yıkanır ve süzülür. Salça, baharatlar ve küçük doğranmış soğanlar ilave edilerek iyice karıştırılır. Sarmalar, hazırlanan iç ile parmak kalınlığında özenle sarılır. Tencere bir sıra sarma, aralara 5-6 adet erik sıralamasıyla doldurulur. Tencereye doldurma işlemi bittikten sonra üzerine yarım su bardağı zeytinyağı gezdirilir. Son olarak 2 su bardağı su ilave edilir ve ocağa konulur. Tencere kaynamaya başlayınca altı kısılır ve yaklaşık olarak 1 saat kadar pişmeye bırakılır. Bu arada ayrı bir tavada yarım çay bardağı zeytinyağı ve bir adet küçük doğranmış soğan kavrulur. Bir kaşık salçanın ardından bir çay bardağı su eklenir. Kaynadıktan sonra sarmaların üzerine gezdirilir. Bu sos ile birlikte bir süre daha sarmalar pişirilmeye devam edilir. Yarma düğüsü bulamayanlar, tamamına ince bulgur kullanabilir. Taze erik olmadığı zaman ise kuru erik tercih edilebilir.