Mustafa Uysal'ın Ardından

- "Şiiri ben yazarım, Mustafa da okur!" Bu cümle merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek'e ait. Üstad'ın 'Mustafa' dediği, geçen yazımda kaleme aldığım Mustafa Uysal. 1969'da, Erbakan Hocamız ve arkadaşları tarafından 'İmanlı Türkiye' sloganıyla düzenlenen Konya Mitingi'nde, Sakarya Şiiri'ni dokunaklı okuyan ve alandakileri ağlatan merhum Mustafa Uysal Mustafa Uysal hakkında daha geniş bilgi vereceğimi ifade etmiştim, geçen yazımda. Kimdir Mustafa Uysal Buyursunlar; Mustafa Uysal, Konyalı İstanbul Hukuk'ta okuduğu dönemlerde, Cağaloğlu'nda Milli Türk Talebe Birliği'ndeki toplantılarda sık sık Sakarya şiirini okurdu. Üstad'ın huzurunda da birçok defa Sakarya ve diğer şiirlerini okudu. Okuyuşu çok beğenildiği için, Necip Fazıl kolay kolay kimseye söylemeyeceği o övgü dolu sözleri Mustafa Uysal için dile getirdi: "Ben Sakarya şiirimi bu kadar güzel yazmamıştım!" pushfn('ads'); Hukuk fakültesini bırakıp, İstanbul Yüksek İslam'a başladı. Fatih'te Vakıflar Yurdu'nda kalıyordu. Devlete ait yurtları bilirim; ben de Erzincan Vakıflar Yurdu'nda kaldım. İstanbul Yüksek İslam'da okurken İskenderpaşa'da sohbetlere iştirak ediyordu. Mehmed Zahid Kotku Hazretleri'nden çok etkilendi. Mustafa Uysal, sık sık Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) programlarına da katılırdı. İstanbul Yüksek İslam'ı bitirdikten sonra Ankara'nın Keskin ilçesine öğretmen olarak tayin oldu. İslam Dergisi'nde bir müddet yayın müdürlüğü yaptı. Daha sonra Seha Neşriyat'a geçti, Ankara Hacı Bayram'daki büroda yıllarca çalıştı. Ankara'da imamlık yaptı bir müddet. 2007 yılında İstanbul'a geldi. 2011 yılında Kadıköy, Erenköy Zihni Paşa Camii'nde görev yaparken, emekliliğine bir buçuk yıl kala beyin kanamasından vefat etti. Yakınlarının ifadesine göre, beyin kanamasından birkaç gün önce gördüğü rüyalar var. Onlardan birisinde Mustafa Uysal, merhum Mehmed Zahid Kotku ve merhum M.Es'ad Coşan'ı sarıklı ve cübbeli bir vaziyette bir caminin önünde görmüş. Onlar Mustafa Uysal'ı yanlarına çağırmışlar pushfn('ads'); Genç yaşta vefat etti. Yakından tanıyan arkadaşlarının ifadesine göre, doğal, içi dışı bir, samimi, sevecen, biraz da çocuksu yönü olan bir şahsiyetti, Mustafa Uysal. Allah (C.C.) rahmet eylesin. Mekânı cennet, makamı âli olsun. (Bu yazının yazılmasına katkı veren Recep Koçak ve Kemal Akın'a teşekkür ediyorum.) SAADET MES'UT EDER Her daim hayra motor, şerre fren SAADET. Batıla mı Yok. Hakk'a giden tren SAADET. Rüşveti, yandaşlığı tam bitiren SAADET. Çok çalış, çok çabala, durma diren SAADET. Vakti, saati geldi, çaldı siren SAADET. (Mahmut Apaydın - Şanlıurfa) TBMM'DEN İKİ ÖNEMLİ ESER! Kitabın adı; Demokrasiye Kara Bir Leke: 12 Eylül 1980. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Yayınları'ndan. Yazan; Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş. Genel Yayın Yönetmeni; Nasuhi Güngör. Yayın Koordinatörü; Dr. Necati Sungur. Yayın yönetmenleri Dr. Metin Özkan, Serhat Buhari Baytekin ve Fatma Gedikoğlu. Kitabın kapak ve iç tasarımı ise Çağrı Atmaca'ya ait. Kitap, 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden süreci ve sonrasında gelişen olayları irdeliyor. Oldukça kapsamlı ve geniş boyutluhacimli hazırlanan, lüks kâğıda basılan kitap, farklı gazete kupürleri ile daha bir okunur kılınmış. Bu eserle birlikte yine TBMM Yayınları arasında çıkan, "Milli İradeye ve Demokrasiye İlk Darbe: 27 Mayıs 1960" kitabı da tıpkı, Demokrasiye Kara Bir Leke: 12 Eylül 1980 kitabı kadar kapsamlı ve içeriği zengin bir eser. Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam sehpasına yollandığı 27 Mayıs 1960 askeri darbesini, gazete kupürleri ve araştırma metinleri ile okurun dikkatine sunuyor. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde olduğu gibi Bu eserde de 27 Mayıs askeri darbesinden yola çıkılarak "darbelerin bir çözüm olmadığı" güçlü satırlarla dile getiriliyor. Milli İradeye ve Demokrasiye İlk Darbe: 27 Mayıs 1960 kitabının yazarı da yine aynı