Dikkatinizi çekmiştir; birkaç gündür Milli Gazetenin sürmanşetinden ya da yan manşetinden bir anons yapılıyor. Bu esasen, elimizdeki somun ekmeği bir kardeşimizle bölerek paylaşmak gibi bir şey! Bu esasen, bir kişinin yemeği 2 kişiye, 2 kişinin yemeği 4 kişiye (vb.) yeter mantalitesinin bir yansımasıdır! Bu esasen, 'Az veren candan, çok veren maldan', 'Yalnız taş duvar olmaz!' atasözlerinin yol arkadaşıdır, can yoldaşıdır! "Eğer paylaşmayı bilirseniz, ekmeği paylaşmak, ekmekten daha lezzetlidir" der, üstad Necip Fazıl Kısakürek. "Paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil" diye seslenir, çağlar ötesinden, bizim Yunus. "Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez" çağrısını yapar, Mevlana Hazretleri. Peki, ne diyor Milli Gazetenin o anonsunda; "Zorluklar bizim bileği taşımız. İstiyoruz ki, karanlık üzerimize çökmeden kendi ışığımızı yine kendimiz yakalım. Birlikte başaralım" "Üç yıldır, beş yıldır, yirmi yıldır değil Tam 50 yıldır birlikte çok şey başardık." "Evet, biz tarafı olan; Milli Görüş'ü olan bir gazete olduk. 'Hak Geldi, Batıl Zail Oldu' sözü olan; fikri olan, davası olan bir gazete olduk." "Saygınlığı olan, tesiri olan, karşılığı olan gazetecilik örnekleriyle bezenmiş bir Milli Gazeteyi birlikte başardık." "Zor günler hep bizimle oldu Ama karanlığı hep kendi ışığımızla geçtik." "Kendi lambamızı kendimiz yaktık." "Kendi göbeğimizi kendimiz kestik." "O yüzden istikametimize kimse yan gözle bakamadı. Pazarlık konusu yapamadı." Ramazan süresince Milli Gazeteye 'reklam', 'sponsorluk' ve destekleriniz için iletişim numaraları: WhatsApp: 0546 401 33 86, Hesap adı: Yeni Neşriyat A.Ş.: TR85 0020 5000 0015 0054 0000 03, Çağrı Merkezi: 0212 936 0 771. pushfn('ads'); ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME DAHA OLDU! Fikrine, zikrine, siyasi bakışına, dünya görüşüne bakmadan Milli Gazete malum bugüne kadar hep mağdurun, ezilmişin, haksızlığa, zulme uğrayanın hemen yanı başında yerini aldı. Zira Erbakan Hoca'mızın vazgeçilmez umdelerinden biri de 'bütün insanlığa saadet' getirmekti 'Yaşanabilir Türkiye', 'Yeni Bir Dünya' idi Bu köşede, haksızlığa, adaletsizliğe duçar olanların, mobbinge uğrayanların sesi olmaya gayret gösterdik, gösteriyoruz. Elimizden geldiği kadarıyla Kalemimizin gücü nispetinde Nefesimizin yettiği oranda Çok kez yetkililere sesimizi de duyurduk, elhamdülillah! Çok kez, iyiliği emir, kötülükten nehiy,"Emr-i bil maruf nehy-i anil-münker" düsturunu yerine getirmeye çalıştık. Çünkü bu alandaki çağrılarımız hiç kuşkusuz devletin ve milletin lehine olan çağrılardı, taleplerdi. Şimdi önemli bir gelişme daha oldu, yakın zamanda. Milli Gazetemizin dile getirmesiyle bir haksızlığa daha 'dur' denildi! Haksızlığın önüne geçildi. Tüm kesimler bu gelişmeden memnuniyet duydu. En çok da elbette mağdur olan memnun ve mesrur oldu. Biz de gazete olarak bir haksızlığın giderilmesine vesile olduğumuz için ayrı bir sevinç içinde olduk. Bu gelişmeyi şimdi değil ama vakti zamanı geldiğinde sizlere de duyuracağım, sizlerle paylaşacağım inşallah! Okuduğunuzda, her zaman, her dönem, 50 yıldır, yarım asırdır olduğu gibi yine, 'İyi ki Milli Gazete var!', 'İyi ki hiçbir karşılık beklemeden doğruları, gerçekleri eğmeden bükmeden yazan, dile getiren, haykıran bir gazetemiz mevcut!' diyeceksiniz. Bundan adım kadar eminim pushfn('ads'); "MİLLî GAZETE HER HÂL VE ŞARTTA OKUNMALI!" İbrahim Titiz ağabey anlatıyor; "Erbakan Hoca'mız, Millî Gazetenin her halükarda okunması gerektiğinin altını çizerdi. Sizin de tanıdığınız, bildiğiniz ve Millî Gazetenin geniş bir arşivinin kendisinde