Unutulan hedefler!

Pazar akşamı hepimizin derbi diye beklediği bir karşılaşma vardı Şükrü Saracoğlu'nda! Tek isabetli şut atılan, 45 faul ile kesilen adeta topun, kalelerin unutulduğu sıradan bir boğuşma izledik! Bu boğuşmada en ilginç olan iki gerçek vardı.

Kaleciler ve kaleler unutulsa da birbirine topsuz egemen olma içinde olan bir boğuşma vardı! Sanki arenda koşuşan, boğuşan ve tribündeki Neron'a kendini kabul ettirmek isteyen bir spor anlayışı ile yüklü beyinlerin topun kaleye girmesi olan topsuz mücadelesiydi derbi. Bu sosyolojik yapının alana yansımasıydı sanki!

Gol anlamında ustalar da olsa topa kimse hükmedemedi. Bir beyin ve öne geçme aklı yoktu kimsede. Pas, şut, orta, taktik, fanteziyle alkışlanacak kurtarış, kişisel yaratıcılık Hiçbir oyun gerçeği göremedik ve aslında futbolcuların rakibi oynatmama adına fizik güçlerini kullandıkları bir yenilmeme 90 dakikası izledik. Bu sonuç bazı gerçekleri çağrıştırsa da futbolun ana unsurunun top olduğunu ve onu iyi kullanarak gole gidileceğini bu mücadelede gördük!

İsmail ve Okan hocaların sonuçtan memnun olmaları söz konusu olabilir. Ama ezeli rakiplerin mazisinde böyle kötü bir karşılaşmanın bulunduğu yok diyebiliriz! Toplumun yapısında riske girme ve kendi yaratıcılığını güzele yansıtmak eksikliğidir olan desek kim kabul edecek bilemem. Ama biz futbolu seven bir millet olarak her şeyi kadere bıraktığımızı sanabiliriz!