Sami Karaören

Sami Karaören'in sonsuzluğa karıştığını, bana yurtdışı gurbeti olan Berlin'de duyunca kara acılara gömüldüm, dalım budağım kırıldı, sığındığım ıssız odalarda yanık ezgili ağıtlar yakarak gözyaşı döktüm. Bana yazarlık ahlakının ilkelerini öğreten Sami Ağabey'imdi o benim! Adını arada Varlık dergisine gönderdiği şiirlerde görüyordum. Çorum, Kahramanmaraş ilköğretmen okullarında öğretmenken deneme türünden yazılarım üzerine görüşlerini öğrenmek için Karaören'e sunmuştum. Adımı üç beş gün sonra Cumhuriyet'in "Olaylar ve Görüşler" sayfasında görünce sevinçten göklere uçmuş, sabaha kadar uyuyamamıştım. Karaören böylece onurla taşıyacağım yazarlığın kapısını açmıştı. O gün daha oylumlu denemeler yazmaya yönelmiştim...MUCİZE! 1968'in son ayları. Hacettepe Üniversitesi Türkçe Bölümü'nde öğretim görevlisiyim. Atatürk Bulvarı'ndaki Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosunun önünden geçerken daha önce tanıştığımız Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Özgen Acar'a merhaba demek için yolumu oraya çevirdim. Acar, teleksin başında gelen sayfaları sıralıyordu. Gazete bürolarında herkes işinin başındadır. Görevlilerin, gelene merhaba deme fırsatı bile bulamadıkları olur. O nedenle orada fazla kalmak istemedim. Çıkmak üzere kapıya yöneliyordum ki Acar, dur işareti yaptı, "Sami Karaören'den size teleks var" dedi, elime bir kâğıt tutuşturdu. Böyle şey olamaz! Kâğıtta, Karaören benden yazı istiyordu... Yerimde donup kaldım. Orada fazla kalamadım, kimseye bir şey belli etmeden bürodan ayrıldım. Sami Ağabey'le kopmaz bağlantımız o gün başlamıştı. Bir süre sonra, onun temel üyelerden olduğu Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu'na ben de seçilmiştim.BARIŞIK BİR RUHŞairler arasında nedense bir serinlik oluyor. TDK Yönetim Kurulu üyeleri Cahit Külebi ile Fazıl Hüsnü Dağlarca arasında bu serinlik daha da belirgindi. Cahit Külebi, Karaören'in Antalya Lisesi'nde öğretmeni olmuştu. Bu serinliği bilmesine karşın, öğretmeni diye Külebi'ye yakın, Dağlarca'ya uzak bir tutum içinde değildi. Dağlarca'ya doğrudan "Fazıl" diye seslenecek denli içtenlikli bir ilişki vardı aralarında. Yine de TDK Yönetim Kurulu seçiminde Külebi'nin oylarında düşüş olunca Dağlarca'nın içten içe sevindiğini anımsıyorum.DOSTER'İN SEVGİSİSami Karaören üzerine en etkili yazıyı Barış Doster'in yazdığı kanısındayım.