Ağaç yazışmaları

Her fırsatta kurtuluşu kentlerden kaçıp canını yeşillikler arasına atan arkadaşım Yusuf Gezgör'ün yıllar önce gönderdiği ağaçlarla ilgili bir mektubu geçti elime.

Gezgör'ün yazdıklarını okurken iklimlerin özelliğini yitirdiği şu son günlerde bedenimi okşayıcı serinlikler sardı.

Oysa öyle bir sıcaklık ki böyle giderse gücü, her yönden cennet yurdumuzu altüst ederek cehenneme çevirecek...

Bunu önlemekte Gezgör'ün üzerinde durduğu gibi doğayı koruyamayışımızın da payı var.

GÖZGER'İN MEKTUBU

"Ağaç" başlıklı yazına bayıldım! Okudum, güzel bir şarkıyı dinler gibi bir daha, bir daha okudum...

Beynine, yüreğine, kalemine sağlık! Sayende, ülkemizde insanın koruyamadığı ortamdan bir nebze de olsa uzaklaşmış oluyoruz...

Yollardan arabayla geçerken yolun iki tarafındaki tüm ağaçlara aynı gözle bakarım. Gene de ağaçlar egzoz gazı içinde güzellikler saçıyor.

"Varlığı zarardır, yokluğu kârdır, kağnıda üçüncü tekerlek gibi" sokaklarda dolaşanların yanında gezemeyen ağacın kutsallığı gerçekten yadsınamaz.

AĞALA SOHBET

Adnan'cığım, genellikle hafta sonlarında, yaz kış, bayram tatillerinde gittiğimiz Edremit'in amlıbel köyündeki bahçemizde, ellerimle diktiğim ağaçlarla konuştuğum bile oluyor. Bana o kadar çok şey söylüyorlar ki "Yeter artık şehri bırak, her gün görelim seni" derler...

İçimden, doğru derim.

"Yaşarken insanın ayağı yere yakın olmalı, suyun, güneşin, toprağın, havanın farkına varmalı insan, büyük şehirlerde yaşamanın aksine..."

Şehirlerimiz, ne yazık ki binaları ve yerleşim düzeni yönünden iç karartıcıdır, tıpkı bir tuğla harmanının uçaktan görünüşü gibi... oğu kez insanın içini acıtır bu görüntü.

İster istemez düşünüyor, insan, acaba burda yaşayanlar ruh güzelliklerinden de mi yoksundurlar Oysa ağaç çirkinlikleri bile örter, şehirlerimizdeki dikili agaç kalmaması, çirkinlikleri daha çok yüzümüze vurmuyor mu

Tekrar o saygın, öpülesi kalemine sağlık, dostum güzel kardeşim Sevgili Adnancığım, görüşmek dileğiyle...

Yusuf Gezgör

***

GEZİ'NİN AĞALARI

Bu mektup da Serap Yeşiltuna'dan:

Dün, "Ağaç" başlıklı çok güzel bir yazı yazmışsınız. Geçen hafta da gene Cumhuriyet'te yayımlanan Gürol Tonbul'un "Aşkın ruhu ve Dersu Uzala" başlıklı yazısını da çok beğenmiştim.

Özellikle Gezi olaylarından sonra ağacın kültürümüzdeki önemi ve değeri üzerine çok araştırma yaptım. "Her şey bir ağaç için miydi" diye çok sorulmuştu.