Enflasyonla gerçek mücadele ne zaman başlar

Finansal piyasalarda yılın ilk çeyreğini geride kalırken Türkiye dünyadan negatif ayrışıyor. Bunun siyasi, ekonomik nedenleri var. ?Çok önemli kabul edilen 2023 seçimleri öncesinde ekonomideki her şey yüksek büyümeye ve istihdama odaklı götürülüyor. ?Büyüme 2021'de yüzde 11.4 ve 2022'de yüzde 5.6 ile yüksek düzeyde seyretti. İki yılın ortalaması yüzde 8.5'e gelir. ?Bu yılın ilk yarısında da yurtiçi tüketim patlaması ile yüzde 5'in üzerinde GSYH artışı sağlanacak gibi görünüyor. Hazirandan itibaren frene basılsa bile yavaşlama birkaç çeyrek alır. Yılın genelinde ise yüzde 5 hedefi tutturulabilir. ?Büyümede sorun yok. Bunca parasal genişleme, kredi genişlemesi, derin negatif faizler sonucu tüketim yapmaktan başka bir seçenek yok ki. ?Tasarruf edip yüksek enflasyona ezilmektense insanımız otomobil, beyaz ve kahverengi eşya, mobilya, saat, altın, yat, kat, karavan dayanıklı ve yarı dayanıklı ne bulursa satın alıyor. ?Bilenler de parasını ticarete ve gayrimenkule koyuyor. ?Türkiye'ye tarihinin en derin negatif faizine mahküm edenlerin amacı da herhalde seçim öncesinde tüketimin gazına basarak canlandırılmış bir ekonomi olsa gerek. Yüksek tüketim, üretim, ticaret, istihdam ve gelir demek. ?Nitekim 2022 yılında istihdam 30 milyon 752 bine ulaşırken işsizlik oranı yüzde 10.4'ye indi. İşsizlik 2015 sonrasının en düşük oranında. YÜKSEK BÜYÜMENİN BEDELİ 3 BÜYÜK YAN ETKİ ?Bu iki büyük kazanıma karşılık verimliliği artırmadan büyümenin gazına basmanın, üstelik bunu ithalata bağımlılığı fazla bir üretimle karşılamanın üç büyük yan etkisi ortaya çıktı. ?Biri yüksek cari açıktır. 2021 ikinci yarı ve 2022 ilk yarıda TL ciddi oranda değer kaybetmesine karşılık geçen yıl cari açık 50 milyar dolara dayandı. Bu yıl da, ilk aylardaki gerçekleşme yüksek seyrin sürdüğünü ve benzer düzeyde bir açıkla karşılaşabileceğimizi düşündürüyor. ?İkinci yan etki kaynak ihtiyacının büyümesine paralel bütçe açıklarının ortaya çıkması ve kamusal borçların artmasıdır. Burada sadece Hazine'nin iç borcu değil tüm kamu kurumlarının yükümlülüğü esas alınmalı. ?Nitekim Türkiye'nin dış borçları 2018'den itibaren azalmakta iken yeniden artış eğilimine geçti ve 2022 sonunda 459 milyar dolarla mutlak rakam olarak rekor kırdı. Dış borcun GSYH'ya oranı ise yüzde 50.7 oldu. ?Üçüncü ve en önemli yan etki ise yüksek enflasyondur. Zaten fiyat artışları sürerken faizleri düşürmek döviz kurlarının ciddi oranda artmasına yol açarak yüksek enflasyonun en önemli bacağını oluşturdu. ?Tüketici enflasyonu yüzde 85.5'e, üretici fiyatları yüzde 157.6'ya kadar yükseldi. Her iki enflasyon kasım ayından itibaren yıllık bazda gerilemeye başladı. ?Dün açıklanan mart ayı verileri ile bu gerileme beş ayını geride bıraktı ve TÜFE yüzde 50.5'e, ÜFE yüzde 62.4'e indi. ?Ancak bu iniş yıllık rakamlarla ve yüksek baz etkisinden kaynaklı. Yoksa aylık bazda artışlar sürüyor. TÜFE mart ayında yüzde 2.29, ilk üç ayda yüzde 12.52 arttı. Artışın sonraki aylarda da böyle devam etmesi durumunda yılın sonunda yüzde 50'lik rakamlar ortaya çıkacak. MAYIS NİYE KRILMA AYI ?Buna karşılık baz etkisi sürecek ve seçime kadar enflasyon yıllık ifadesiyle gerileyecek. Geçen nisan ayında yüzde 7.2 ile TÜFE'nin baz etkisi çok yüksek. Bu nisanda yerine yüzde 2 dolayında bir rakamın gelmesiyle enflasyon 45'li rakamlara doğru gelecek. Yıllık enflasyon 6 ayda yaklaşık yarıya inmiş görünecek. ?Mayısta seçim var ve ilk turda olmasa da en geç 28 Mayıs'ta sonuçlanacak. Mayıs ayı enflasyonun seçim öncesinden seçim sonrasına geçiş ayı olabilir. ?Geçen yılın mayıs ayı enflasyonu yüzde 2.98, Haziran ayı ise yüzde 4.95 düzeyinde. Normal bir süreçte baz etkisi çalışmaya ve yıllık oranlar gerilemeye devam eder de, seçim sürecinde bu pek çalışmaz. ?Sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağı, döviz kurunun ne ölçüde yükseleceği ve bir şok yaşanıp yaşanmayacağı bilinmez. ?Ayrıca seçim öncesi biriken kamusal zamlar ile siyasi baskı nedeniyle bazı özel sektör fiyat ayarlamaları seçim sonrası realize edilmeyi bekliyor. İzlenen seçim ekonomisinin faturası seçim sonrası ödenmeye başlanır. ?Sonuçta belli bir dönem içinde en düşük enflasyon rakamlarının seçimin yapıldığı aya denk geldiği görülür. ?Fiyatlamalar üzerindeki baskının hafiflemesi seçim sonrası enflasyonu artırıcı yönde etki yapar. Enflasyonda 2 aylık fırsat penceresi daha var, sonrası yok. ?Bütün bu etkiler altında enflasyonun yılın ikinci yarısında yeniden yüzde 50'li