Muhammed Bâkî Billâhhazretleri çok şefkatliydi. Bir zamanlar kıtlıkolmuştu Lâhor'da…
Bir lokma "ekmeğe"muhtaç oldu insanlar.Onların hâline öyle üzülürdü ki, evde yemek yiyemezdi!Sebebini soranlara;"İnsanlar açlıktan kırılırken bizim yememiz insafa sığar mı"derdi.Delhi'ye, atla giderdi ekseriyâ.Ama yolda yaya giden fakîrleri görseydi, atından inip, onları bindirirdi atına.Kendisini tanımasınlar diye de"tebdîl-i kıyâfetle" gider, şehireyaklaşınca kendi binerdi tekrar.Şefkatinden, "mânevî himmeti"de çok olurdu kullara.Talebesi olan İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir talebeyle yoğurtgöndermişti kendisine.Talebe gidip çaldı kapısını.Bâkî Billâh hazretleri kapıyı açtı.Gelen talebeden yoğurt kabınıaldı. Ve yüzüne şefkatle bakıp;"Senin ismin ne"