"Bunda bir sır var!.."

Fakîr biri oltayla balıktutuyordu bir gün.

Pâdişah da oradan geçiyordu.

Bu garibe;

"Oltana ilk takılan şey ne olursa, sana onun ağırlığınca altınvereceğim"dedi.

Oltaya bir kemiktakıldı.

Ortası da delikti.

Hükümdâr;

"Ne yapalım, şansın bu kadarmış"dedi.

Ve saraya geldiller.

Sultân, adamlarına;

"Bu balıkçıya, elindeki kemiğin ağırlığınca altınverin!"dedi.

"Başüstüne" dediler.

Ve o kemiği alıp, terâzinin bir kefesine koydular.

Öbür kefeye de altın liralarkoymaya başladılar.

Bir, beş, on.

Yirmi, elli, yüz...

Hayret, kemiğin bulunduğu kefe, yerinden oynamıyordu.

Görünüşte üç beş altınzor tartardı.

Altınkoymaya devam ettiler.

Kefe doldu. Altınlar taştı.

Ama kemiktarafı bir milim bile oynamadı.