"Senin, Sultân'la ne işin olur ki!."

Türkistân'ın en büyük velîlerindenUbeydullah-ı Ahrârhazretleri zamânında Mirza Abdullah diye bir sultân vardı ki, bu büyük zât onu görmeye gitmişti bir zaman.

Kapısını çaldı.

Çıkan görevliye;

"Sultân'ı görmek için gelmiştim"buyurdu.

Adam edepsizdi.

Küstah bir tavırla;

"Bizin pâdişahımız pervâsız biridir. Onunla görüşmek, öyle kolay değildir" dedi.

Büyük zâtı küçümsedi.

Ve küstah bir edâ ile;

"Gördüğüm kadarıyla derviş bir hâliniz var. Bir dervişin koca bir sultânla ne işi olabilir" deyiverdi.

Dedi, ama iyi olmadı.

Mübârek gadaba geldi.

Ve o edepsize;

"Bana bak!.. Senin o melikin pervâsızsa, onu pervâlı biriyle değiştiririz. Git, söyle bunu kendisine. Ve bir hafta sonra neler olacağını görün"