Sadık talebe...

Yûsüf-i Hemedânîhazretleri evinde oturur, dışarı çıkmazdı.

Fakat bir gün çıkmak istedi.

Böyle bir "istek" doğdu içinde.

Bu arzusu o kadar çoğaldı ki, merkebine binip, sürmeye başladı.

Nereye ve niçin gidiyordu

Kendi de bilmiyordu...

Gayriihtiyârî çekiliyordu.

Serbest bıraktı hayvanın yularını.

O nereye giderse oraya gidecekti.

Hayvancağız, şehirden çıkıp girdi bir uzun vâdiye.

O, yine diyordu ki:

"Bir hikmeti vardır."

Bir mescidin önüne geldiler.

Hayvan durdu birden.

O da indi merkebinden.

Ve mescide girdi...

Bir de ne görsün!

Bir talebesi içeride oturuyor.

Bu zâtın geldiğini gördü.

Ve hürmetle karşılayıp;

"Çok şükür geldiniz, teşrîfiniz ne iyi oldu hocam"dedi.

Hocası sordu:

"Neden iyi oldu evlâdım"