"O diyâr İslâmın nûruyla aydınlanır"

Büyük velî,Muînüddîn-i Çeştîhazretleri; Ravda-i mübâreki ziyârete gittiğinde Peygamber Efendimiz mübârek kabrinden onu yanına çağırmıştı.

O, bu sesi duyuncaağladı sevincinden.

Ve edeple yaklaştı Ravda-i şerîfe.

Efendimiz kendisine;

"Yâ Muînüddîn! Hindistan'da, evlâdımdan biri küffârla savaşırken şehit düştü. Bu diyâr, kâfirlerin eline geçmeden acele oraya git! Sen varınca kâfirler mağlup olur ve o diyâr İslâmın nûruyla aydınlanır"buyurdu.

Yanına "kırk kişi" aldı ve aynıgün düştü Hindistan yollarına.

Dağ, tepeler aşıp"Ecmir"e ulaştılar.

Yorgun ve açtılar.

Bir "inek" kesip etinden yemek yapıyorlardı her gün. Ancak bilmedikleri bir şey vardı. O yerin halkı ineğe tapıyorlardı.

Bunu öğrenince fenâ hâlde içerlediler.

Ve bir meydanda toplanıp taşlarla, sopalarla saldırdılar bu müminlere!

Muînüddîn Çeştî,aslâ telâş etmedi.