"Kırk altının" var ya

Evliyanın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri zamanında bir Müslüman, bu büyük velinin ismini işitti.

Merak edip görmek istedi. Ve bir gün huzuruna gidip;

"Efendim, sizi duydum, ama ziyarete gelmekte biraz geciktim; kusuruma bakmayın" dedi.

Mübarek zat da;

"Ama biz, öyle kolay kolay özür kabul etmeyiz. Bize 'altın' vermen lazım"buyurdu.

Şaka yapmıştı.

Adam şaşırdı!

Anlamadı şaka olduğunu.

Dedi ki:

"Benim altınım yok ki."

Büyük veli;

"Evinde sakladığın 'kırk altın' var ya, o altınları getirirsen özrünü kabul ederiz"buyurdu.

Adam ister istemez;

"Peki efendim" dedi.

Ve döndü memleketine.

Gerçekten de ziraat yapmak için evinde sakladığı "kırk altını" vardı adamın.

Onları alıp acele geldi.