Cennetten açılan pencere...

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri vefât edince; büyük bir cemaatle kılındı namazı.

Ve defnedildi nurlu kabrine.

Bir talebesi telkîn verdi.

Hepimiz hüzünlüydük.

Abdülkâdir adında çoksevdiği bir talebe vardı.

O, gördüğü enteresan bir vakâyı şöyle anlatır:

Mübârek hocamızı defnedince kabirdeki hâlini merak ettim...

Haddim olmayarak teveccüheyledim nûrlu kabrine.

Rabbim yardım etti.

Kaldırdı gözümden perdeyi...

Vâkıf oldum kabir hâllerine.

Şöyle ki;

Kabrine bir pencereaçıldı Cennet'ten.

İki hûri içeri girdiler.

Çok da güzeldiler.

Önce selâm verip;

"Efendim, biz nice zamandır sizi bekliyorduk. Allahü teâlâ bizleri sırf sizin için yarattı. Siz bundan sonra fenâ ve çirkin hiçbir şey görmiyeceksiniz"dediler.