Bir sadâkat örneği
Behâeddîn-i Buhârîhazretleri anlatıyor:
Bir kış günü "aşk-ı İlâhî" kapladı beni.Kendimden geçmiş hâlde dağlara çıktım.Yalın ayak baş açık dolaştım. Ayaklarım yarılıp parçalandı ve delinip, kanlar aktı dikenlerin yerlerinden!Bu hâldeyken;"Gideyim, hocam Emîr Külâl'in dizi dibinde oturup sohbetini dinleyeyim" diye düşündüm...Ve koşup katıldım o feyzli sohbetine.Hocam beni görünce;"Kimdir bu Niçin bana sormadan içeri aldınız Çıkarın onu buradan"diye emretti.Talebeler beni tutup dışarı attılar.Bu hakaret, çok zor geldi nefsime.Fakat kalbimden;"Ey nefsim! Bu davranış gücüne gitti, ama sen daha ağırına layıksın. Sen şimdi kızıp burayı terk etmek istiyorsun. Amagitmeyeceğim. Çünkü bu büyüklerin her işinde hikmet vardır'dedim.