"Bana Şâd-ı dil'i çağırınız!"
Sehl bin Abdullah Tüsterîhazretleri; ölüm hastalığında son nefeslerini veriyordu ki, talebeleri;
"Efendim, yerinize kimi bırakıyorsunuz" dediler.Buyurdu ki:"Şâd-ı dil'e bırakıyorum."Talebeler şaşkın hâlde birbirlerine bakıp "Hocamızın aklı gitti" dediler.Zîra bir kâfirin ismiydi bu.Sesler yükselince;"Kalkınız, bana Şâd-ı dil'i çağırınız!"buyurdu.Önce tereddüt ettiler.Sonra koşup çağırdılar.Az sonra Şâd-ı dil geldi.Mübâreğin yanına oturdu.O, yatağından doğrulup;"Ey Şâd-ı dil! Dünyâdan ayrılıyorum, benden sonra minberime çık ve insanlara nasîhat et"buyurdu.O da şaşırdıysa da;"Peki, olur"dedi.Hazret-i Sehl rahatladı.Ve göçtü bu dünyâdan...Üç gün sonra ikindide Şâd-ı dil geldi.Cemaat arasına oturdu.Başında "sorgucu" vardı.Belindeyse "zünnarı."