Abdest alan râhip!..

Câfer-i Sâdıkhazretlerine, bir gün "iki genç" gelip, "Efendim, bize abdestin fazîletinden anlatır mısınız" dediler.

Büyük velî, "peki" dedi.

Şu hadîs-i şerîfi nakletti:

(Ümmetimin abdest uzuvları, mahşer karanlığında öyle nûrlu olur ki, etrâflarına ışık saçar. Başkaları onlara gıbtayla bakıp, keşke biz de bu ümmetten olsaydık diye hayıflanırlar.)

Sonra o gençlere;

"Eski peygamberlerin kitaplarında'Bir şeyden korkan kimse, hemen abdest alırsa, o şeyin zararından korunmuş olur'diye okumuştum" buyurdu.

Ve şu hâdiseyi anlattı:

Bir yere gidiyordum...

Bir râhibin evini görünce durup onu îmâna dâvet etmeyi düşündüm...

Varıp çaldım kapıyı.

Ama kapı açılmadı.

Birkaç dakika sonra râhip elinde havluyla çıkıp;

"Beklettim, özür dilerim" dedi.

Sordum:

"Niçin geç açtınız"

"Abdest alıyordum."

"Niçin"