Zalimlerin helâki yakın!
Tam bir yıldır Gazze'de, şimdi de Lübnan'da Siyonist katillerin mazlum Müslümanlara yaptığı işkence, katliam ve sürgünlerin benzerleri tarihte peygamberlere ve beraberindeki müminlere de uygulanmıştı
İbrahim suresinin 13-14. ayetlerini mealen okuyalım: "İnkârcılar peygamberlerine, "Andolsun ya dinimize dönersiniz ya da sizi kesinlikle yurdumuzdan çıkarırız!" dediler. Bunun üzerine rableri onlara, "O zalimleri elbette helâk edeceğiz ve onlardan sonra sizi mutlaka o yurda yerleştireceğiz! Bu lütuf, huzuruma çıkmanın kaygısını taşıyan ve tehdidimden çekinenler içindir" diye vahyetti."
Kur'an Yolu Tefsirinde bu ayetlerle ilgili şu açıklamaları görüyoruz:İnkârcılar, peygamberlerin getirdiği mesajı reddetmekle yetinmediler, ileri derecede bir cüretle onları kendi dinlerine dönmek veya sürgün edilmek seçenekleri arasında tercihte bulunmaya zorladılar. Onların bu planları karşısında Allah Teâlâ peygamberlerine gönderdiği vahiyde o zalimleri mutlaka helâk edeceğini, onların yurduna kendisine gönülden bağlı olup saygı gösteren, azabından korkan peygamberleri ve onlara iman edenleri yerleştireceğini müjdeledi. Ayet Mekkeli müşriklerin Resulullah'ı (s.a.) sürgün etmeye çalıştıkları bir dönemde inerek Resulullah'ı (s.a.) ve ona inananları teselli etmiş, müşrikleri de uyarmıştı (Taberî).
14. ayette geçen"Allah'ın makamı", hesap gününde O'nun huzurunda durulacak yer veya huzurunda durmaktır; aynı ifade Allah'ın murakabesigözetimi veya azabı anlamlarına da gelir (Şevkânî). Yüce Allah,dünyada yaptıklarının hesabını ahirette Allah huzurunda vereceğine inanan, Allah'ın azabından korkan kimselerin düşmanlarını yok edip onları düşmanlarının yurduna yerleştireceğinivaad etmektedir. Bu vaadin genel veya muhataplarına özel olması mümkündür.
Zemahşerî'nin işaret ettiği gibi, yukarıdaki ayette dile getirilen ilahî vaad,"gelecekâkibet muttakilerindir."(A'râf 7128) ifadesiyle eş değerdedir (Kur'an Yolu). Muttakiler ise, Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip olanlar; Allah'a karşı gelmekten ve günah işlemekten sakınanlardır.
Evet!İstikbal muttakilerindir!
Benzer bir vaat Hz. Şuayb (a.s) ile beraberindeki muttakilere yapılmıştı:
"Kavminin büyüklük taslayan önderleri ona şöyle dediler: "Ey Şuayb! Seni ve sana iman edenleri hiç şüpheniz olmasın ki memleketimizden sürüp çıkaracağız, ya da siz bizim dinimizedüzenimize döneceksiniz." Şuayb'ın cevabı ise şöyle oldu: "Bu teklifinizi çirkin görüyor, yürekten istemiyor olsak bile, zorla öyle mi" "Allah bizi sizin o bâtıl dininizden ve yolunuzdan kurtardıktan sonra yeniden ona dönersek, bu takdirde elbette yalan isnadıyla Allah'a iftirada bulunmuş oluruz. Doğrusu Rabbimiz Allah'ın dilemesi hâriç, bizim sizin bâtıl dininize dönmemiz asla söz konusu değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz yalnızca Allah'a güvenip dayandık." Sonra Allah'a yönelerek: "Rabbimiz! Sen bizimle kavmimiz arasında hükmünü ver. Çünkü hüküm verenlerin en hayırlısı sensin!" diye yalvardı." (A'râf 788-89)