Yürek Yaralarına Şifa
Yürek Yaralarına Şifa
ABDULLAH YILDIZ
"Onlarla savaşınız ki, Allah sizin ellerinizle onları azaba çarptırsın, kendilerini perişan etsin, sizi onlara karşı üstün getirsin de müminlerin yürek yaralarına şifa versin (sadırlarına, gönüllerine su serpsin). Ve kalplerindeki kini gidersin. Allah dilediği kimselerin tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe, 14-15)
Bu âyetler ne kadar da güncel Suriye, Gazze, Filistin bağlamında günümüz müminlerine sesleniyor adeta Ve onları, saldırgan din düşmanlarına karşı azim ve kararlılıkla Allah yolunda cihada özendiriyor
İslâm'da cihadın amacı, hak hukuk tanımayan saldırganları hak ettikleri cezaya çarptırmaktır. Müminler ilâhî azabı hak etmiş olan bir topluma, o azabın tatbikiyle vazifeli bir el durumunda olduklarını bilerek savaşırlar ama haksız işkencelerden de sakınırlar. Böylece yaptıkları iş kendi işleri olmaktan çıkar, hakkın batılı ve zalimi cezalandırması haline dönüşür; "Onları savaşta siz kendi kuvvetinizle öldürmediniz; onları Allah öldürdü. (Resûlüm! Düşmana) attığın zaman da sen atmadın; Allah attı" (Enfâl, 17) sırrı gerçekleşir.
Zalimleri perişan edip, bir daha saldıramaz hâle getirmek, ancak Allah adına yapılan bir zelil kılma olduğu takdirde gerçek hedefine ulaşır. Böyle bir savaş ve zafer, aynı zamanda Allah'ın kâfirler karşısında müminlere nasıl yardım ettiğini; onların şan ve şereflerini nasıl yücelttiğini ortaya çıkarır. Savaşın asıl amacı da zaten bu ilâhî yardıma kavuşmaktır. Düşmanlar zillete düşerken, müminler de bir felakete uğrayacak olursa savaştan beklenen fayda sağlanmamış, hedef gerçekleşmemiş olur
Evet, onlarla savaşınız ki, Allah'ın onları hedef alan gücünün aracı olasınız. Yüce Allah, onları sizin elinizle azaba çarptırsın, güçlü olduklarının sarhoşluğunu yaşarlarken kendilerine bozgunun perişanlığını tattırsın. Onlara karşı size zafer kazandırarak, onların işkencelerinin ve sürgünlerinin acılarını tatmış olan nice müminlerin yürek yaralarını iyileştirsin. Yıllardır kâfirlerin her türlü eziyet ve baskısı altında ezilmiş ve acı çekmiş olan Müslümanların gönüllerine su serperek onlara şifa ve ferahlık versin. Hakkın zaferi, batılın bozgunu ve batıl yanlılarının zilleti sayesinde vaktiyle acı çeken müminlerin bastırılmış kinlerini dindirsin.
Böyle bir zafer, hakkın yerini bulmasından dolayı, galip tarafı da mağlup tarafı da yeni yeni kin ve öfkelerden korur. Zira elde edilmiş öyle zaferler olur ki, galiplerin başına daha büyük dertler açabilir. Galip tarafın gönlünü okşayan öyle geçici başarılar olur ki, daha büyük kin ve öfkelerin doğmasına sebep olabilir
Müminlerin, müşriklere yönelik savaşlarından beklenen bir başka hayır, bu yolla elde edilecek bir başka ödül daha vardır:
"Allah, dilediği kimselere tevbe ve hidâyet nasip eder"
Bu ifade, savaştan beklenen hedeflere ayrı bir ufuk kazandırır. Kâfirlerden nice